Cumhurbaşkanı'dan Ulaştırma Projelerine Büyük Övgü
Ulaşım11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası, İstanbul Kongre Merkezi'nde geniş katılımla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün teşrifleriyle gerçekleşen şuranın açılışını, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, kabine üyeleri ve yurt dışından gelen 16 bakan arkadaşıyla birlikte yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül, 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası"nın açılışında yaptığı konuşmada, salonda bulunan konukları kara, deniz, hava, demir yolları ile enerji nakil ve haberleşme hatlarının kesişme noktası olan Türkiye'de ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. İletişim, bilişim ve ulaşım çağının hayli gelişmiş bir safhasını yaşadıklarını, bu çağda ulaştırma ve haberleşmenin herkesin hayat kalitesini yakından ilgilendirdiğini ifade eden Gül, gündelik hayatın her safhasında ulaşım vasıtalarını kullandıklarını ve haberleşme araçlarından yararlandıklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, pek çok kişinin artık tabletler, akıllı telefon ve dizüstü bilgisayarlarla haberleştiklerini kaydederek, internet ve kitle iletişim araçlarından çok yoğun bir şekilde faydalandıklarını, kendisinin de salonda bulunanlardan farklı olmadığını, sosyal medyaya dair teknolojinin bütün olanaklarını kullanmaya gayret sarfettiğini vurguladı. Hangi sektörde, kurumda veya alanda bulunulursa bulunulsun ulaştırma ve haberleşmenin herkesin hayatını etkilediğini ve vazgeçilmez işleri yerine getirdiğini aktaran Gül, salona baktığında bu çeşitliliğin muşahhas tezahürünü de gördüğünü anlattı.
Şurada Ortaya Çıkacak Netice Ortak Aklın Ürünü Olacak
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, salonda özel sektörden de kamudan da temsilcilerin bulunduğunu, 16 ülkeden devlet adamları ve bürokratlar kadar, bilim insanları, akademisyenler ve sivil toplum temsilcilerinin toplantıya davetli olduğunu bildirerek, "Bu durumu çok önemsiyorum. Büyük bir katılım söz konusu. Hedefimiz, salondaki katılımcı zenginliğinden istifade eden Türkiye'nin 2023 hedeflerini gözden geçirmesi, böylelikle 2035 stratejisini oluşturacak ulaştırma ve haberleşme vizyonuna, katkı sağlamaktır. Aramızda bulunanlar bu kadar farklı donanım ve ihtisasa sahip olunca hiç şüphe yok ki ortaya konacak netice de ortak aklın ürünü olacak ve geleceğe gerçek anlamda yön verecektir" diye konuştu.
Küresel köy olarak tanımlanan bir dünyada ve postmodern bir zaman diliminde, teknolojinin ilerleme ve yeniliklerinin zamanın akışını hızlandırdığı bilgi çağında yaşadıklarını kaydeden Gül, şöyle devam etti: "Geçen asrın sonunda gerçekleşen teknoloji, iletişim ve bilişim devrimiyle insanoğlunun zaman ve mekana olan bağımlılığı büyük ölçüde kırıldı. Uzak-yakın, bilinen-bilinmeyen, tanıdık-yabancı gibi kavramlar anlamsızlaştı. Sınırlar şeffaflaştı, karşılıklı etkileşimin önündeki engeller büyük ölçüde kalktı. Bilişim ve iletişim teknolojisinde meydana gelen yenilikler artık toplumların kimyasını değiştirdi. Toplumlar sadece kendilerine sunulanı değil her alanda dünyada en iyi olanı talep eder hale geldiler. Neticede şeffaflık, özgürlük, adalet, hesap verebilirlik ve iyi yönetişim artık sadece dünyanın imtiyazlı bir bölümü için değil tamamı için geçerli değerler haline dönüştü. Nitekim yakın bölgemizde cereyan eden gelişmeler bu sürecin tüm iniş ve çıkışlarına rağmen geri döndürülemez bir mecra olduğunu herkese göstermiştir. Bunu anlamayanların gelişmeleri yönlendiren değil olayların ve zamanların arkasında koşanlar olacakları da açıktır."
Ülkelerini Yönetenler Teknolojinin Gelişimini İyi İzlemeli
"Teknolojiye gem vurmak mümkün olmadığına göre bugün hayal etmediğimiz birçok yeniliklerle ilerde karşılaşılacağız" diyen Gül, bunun dünyayı bugünkünden çok daha şeffaf hale getireceğini, hiçbir şeyi dar bölgeler içerisinde bırakmayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, bu gidişatı en iyi değerlendirmesi ve anlaması gerekenlerin, ülkelerini yönetenler olduğuna dikkati çekti. Küresel dünyada haberleşme ve ulaştırmanın ekonominin temel sütunları arasında olduğunu, küresel dünyaya açık modern bir ekonominin, sağlıklı iletişim ve ulaşım altyapısına sahip olmadan rekabet etmesinin mümkün olmadığını aktaran Gül, bu nedenle her ülkenin entegre bir ulaştırma stratejisi dahilinde kara, deniz, hava ve demir yollarına yatırım yapmasının şart olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, esasen yük taşımacılığında daha ucuz yolların deniz ve demir yolları olduğunu kaydederek, yolcu taşımacılığında hızlı tren taşımacılığının her geçen gün önemini artırdığına işaret etti. Gül, kara yollarının tüm dünyada ulaştırma alanında ağırlığını sürdürdüğünü, sürat ve konforun sembolü hava yollarının, modern çağın vazgeçilmezi olduğunu ifade etti.
Birçok Ülke, Havacılık Alanında Türkiye'yi Örnek Alabilir
Türkiye'nin son dönemde ulaştırma ve iletişim alanında dev hamleler gerçekleştirdiğinin herkesin malumu olduğunu ve bundan büyük bir gurur duyduklarını vurgulayan Gül, Türkiye'de özellikle havayolu sektöründe başlatılan liberalizasyon çalışmalarının meyvelerini verdiğini, iç hatların milli havayolu dışındaki havayolu şirketlerine açılmasıyla büyük bir pazar genişlemesi yaşandığını, ortaya çıkan rekabet ortamının Türk Hava Yolları (THY) dahil tüm şirketlerin atılım yapmasını sağladığını bildirdi. Gül, rekabetin aynı zamanda kaliteyi, fiyatları ve yolcu sayısındaki artışları da beraberinde getirdiğini kaydederek, bu kararlar alınırken ilk yıllarda çok büyük tedirginlikler yaşandığını, bugün gelinen noktanın herkesi gururlandırdığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti: "İnanıyorum ki bunu birçok ülke ele alabilir ve Türkiye'deki özellikle havacılık alanındaki gelişmeleri güzelce çalışabilir. Bundan alınabilecek çok dersler olduğunu kanaatindeyim. Bugün THY, 5 kıtada 220 noktaya doğrudan sefer düzenleyen dünyada en fazla ülkeye uçan gerçek anlamda bir düya şirketi haline gelmiştir. Her geçen gün gelişip güçlenen özel havayolu şirketlerimizin başarıları ise her türlü takdirin üzerindedir. Ayrıca Türkiye bugün Avrupa'nın en modern havalimanı terminallerine sahip ülkesidir. Ülkemizin neredeyse her şehrine havayoluyla ulaşmak mümkün hale gelmiştir Bütün bunlar doğru stratejilerin baştan ortaya konmasıyla sağlanmıştır. Hepsi birbirine adeta imkan hazırlamıştır. Eğer biz başındaki kapalı ekonomiyle havayollarına devam etmiş olsaydık ne THY bugünkü bu duruma gelirdi ne de dünyada artık isim sahibi olmuş büyük özel hava yolları şirketlerimiz olurdu ne de her ilde bu terminaller ve havaalanları açılabilirdi."
Türkiyenin Her Yerine Ulaşım ve Erişim Kolaylaştı
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ise Türkiyede 2002'de yapılan seçimlerle birlikte AK Parti hükümetinin getirdiği güven ve istikrarın yeni hedefler koyma fırsatı sunduğunu anlattı. Yıldırım, ülkenin her yerine iletişim ve ulaşımın mümkün hale geldiğini vurgulayarak, ulaşan ve erişen bir Türkiyenin var olduğunu söyledi. Kuzeyden güneye, doğudan batıya aynı kalite, hız ve standartta, ekonomik ve güvenli ulaşım sağlama zamanı olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: Herkesi kapsamayan bir ulaşım ve iletişim stratejisi vatandaş memnuniyetini karşılamaktan uzak olacaktır. Bu şurada ulaşım ve iletişimde, hedef ve vizyonumuz temasını herkes için çözüm üretmesini esas aldık. Bu nedenle temayı herkes için ulaşım ve hızlı erişim olarak belirledik. Bu şurada gelecek 10 yılın hedeflerini yeniden belirleyeceğiz. Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle büyüyen ekonomisi ve sosyo-kültürel yapısıyla dünyanın en stratejik bölgelerinden birinde yer almaktadır.
Güzel Projeler Geçmişte Hep Hayal Edilirdi Biz Yaptık
Dünyanın merkezi konumunda sayılabilecek Türkiyenin son 10 yılda büyük bir mesafe kat ettiğine işaret eden Yıldırım, "2002de yola çıkarken, hükümet olarak Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünde dünyanın en büyük 10 ekonomisi olmayı hedeflemiştik. Katettiğimiz mesafe ve aldığımız yol bu iddiamızın bugünde ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha teyit etmektedir" dedi.
Yıldırım, geçmişte güzel projelerin hep hayal edildiğini ancak siyasi istikrar olamadığı için bu projelerin gerçekleştirilemediğini ifade ederek, "Biz hayal ettik ve bir gerçekleştirdik. Bunu siyasi istikrara borçluyuz. Yapılamaz denilenleri yaptık. Düşten gerçeğe doğru yol aldık. Son 10 yılda tüm yurdu demir ağlarla örme hedefine hız verdik. Yüksek hızlı terenle seyahat dönemini başlattık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Hava yolunu halkın yolu yaptık" diye konuştu.
Havacılık ve uzay teknolojilerinde yerli sanayiyi geliştirmek için adımlar attıklarını aktaran Yıldırım, sözde değil özde denizci olma yolunda önemli mesafeler kat ettiklerini ve bilişim konusunda Fatih Projesi'ni başlattıklarını anımsattı. Yıldırım, Marmaray ile 153 yıllık rüyayı gerekçeleştirmek üzere olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Marmaray ile bir yandan İstanbullularının büyük bir hizmete kavuşmasını sağlayacağız, diğer yandan tarihi İpek Yolu'nun Pekinden Londraya bağlantısını gerçekleştireceğiz. Marmarayın kardeşi Avrasya karayolu tüp geçişi tüm hızıyla devem ediyor. 2015te açılışını yapacağız. Hızlı tren ağlarını Ankara merkez olmak üzere doğu-batı, kuzey-güney istikametine yayıyoruz. Hedefimiz gelecek 10 yıl içinde 15 büyük ilimizi birbiriyle bağlamak. Son 10 yılda normal ve hızlı demiryolu hatları olarak 1050 kilometreyi tamamladık. 2 bin kilometre üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor."
Demiryolları ve Bölünmüş Yollar Büyük Tasarruf Sağlıyor
Yıldırım, demiryollarının yüzde 70'ini yenilediklerini, yerli demiryolu sanayini geliştirdiklerini belirterek, kombine taşımacılıkta lojistik merkez kurma çalışmalarına hız verdiklerini, demiryolu verimlilik ve entegrasyonunu sağladıklarını anlattı. Bakan Yıldırım, 2023 hedeflerinde yer alan demiryolu projeleri tamamen bittiğinde bir yılda ülkenin 1 milyar liranın üzerinde tasarruf gerçekleştireceğini söyledi. Bölünmüş yolda 16 bin 350 kilometreyi tamamladıklarına dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu: "10 yıl önce 6 ilimiz birbiriyle bölünmüş yol ile bağlı iken bugün bu sayı 74e çıktı. Bölünmüş yol hedefimizin yüzde 60ı, köprü hedefinin yüzde 72si , tünel hedefimizin ise yüzde 51ini tamamladık. Boğazın yeni incisi Yavuz Sultan Selim köprüsü ve Kuzey Marmara otoyolunun temelini attık. 2015in sonuna kadar bu projeyi tamamlamayı hedefliyoruz. İstanbul İzmir Otoyolu ile dünyanın en uzun 3. köprüsü İzmit Körfez geçiş köprüsünün yapım çalışmalarına başladık. 2015 sonunda hizmete girmiş olacak."
Büyük projelerin büyük düşünmekle gerçekleştirilebileceğini dile getiren Yıldırım, "İstanbul'un gözbebeği boğazın korunması can ve mal güvenliğinin sağlanması için Marmara ile Karadeniz'i birbirine bağlayacak mega proje Kanal İstanbul'un çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. Bugüne kadar yapılan bölünmüş yol ve yol çalışmalarını bitmesi ile birlikte yollardaki zaman kayıplarının azaltılması, yakılan fazla yakıttan dolayı yıllık tasarrufumuz 15,5 milyar Türk Lirası'dır. Trafikteki araç sayısı ve seyahat miktarı 10 yıl öncesine göre iki kat artmasına rağmen bölünmüş yolların devreye girmesiyle ölümlü kazalar yüzde 50 oranında azalmıştır" dedi.
Hava yollarının halkın yolu haline getirildiğini vurgulayan Yıldırım, "Atıl duran havaalanlarını en modern binalar ve pistlerle donatarak aktif hale getirdik. Çalışan havalimanı sayımızı 26'dan 52'ye yükselttik. Son olarak Zafer Havaliamanı, Kastamonu, Şırnak, Iğdır ve Bingöl havalimanlarını da havacılık sektörümüze dahil ettik. Önümüzdeki yıllar içerisinde de, Ordu- Giresun arasında denizde yapılacak havalimanımızı ve Çukurova bölgesel havalimanımızı da hizmete alacağız" diye konuştu.
"10. Ulaştırma Şurası'nda havalimanları için ortaya koyduğumuz 350 milyon yolcu yük kapasiteli hedefimizin bugün yüzde 60'ını gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Havacılıkta yaşanan hızlı büyüme sonucu İstanbul'u kıtalara arası transit merkez yapacak, batıdan doğuya köprü olacak yeni İstanbul havalimanı projesini başlatmış bulunuyoruz. Tamamlandığında bütün etapları bitirildiğinde yıllık 150 milyon yıllık kapasiteye ulaşacak ve dünyanın en büyük havalimanları arasında yerini alacaktır. Havayolu işletmeciliğinde model ülke Türkiye olurken yurt içi yurt dışı taşımacılığında da büyük mesafeler kaydettik. 140 ülkede 238 ayrı noktaya uçuş gerçekleştirir hale geldik. Bayrak taşıyıcımız ulusal havayolumuzu, bir marka haline getirerek dünyanın büyük oyuncuları arasına soktuk."
Milli Gelirin Yüzde 1'i Oranında Altyapıya Kaynak Ayırır Ülke Haline Geldik
Yıldırım, 6 milyon olan geniş bant internet abonesinin bugün 20 milyona, internet kullanıcı sayısının da 50 milyona yaklaştığını belirterek, şunları kaydetti: "Bu konuda hedeflerimizi aştığımız için bir düzeltme ihtiyacı duyduk. 2023 için 30 milyon olan geniş bant erişimi hedefimizi 45 milyona yükselttik. 3G abonelerimiz 44 milyona ulaşmış, mobil kapsama oranında yüzde 99 ile dünyanın en iyi konumuna gelmiş ülke konumundayız. 10 yıl önce Türkiye OECD ülkeleri arasında kalkınmanın ve büyümenin lokomotifi ulaşım ve iletişim sektörüne gelişmiş ülkelerin milli gelirden aldığı payın ancak yarısını ayırabiliyordu. Yani mili gelirin sadece yüzde yarımı kadar yatırım yapabiliyorduk."
Yıldrım, son 10 yılda başlatıkları kalkınma hamlesiyle birlikte milli gelirin yüzde 1'i oranında altyapıya kaynak ayırır bir ülke haline gelindiğini ifade ederek, "Dolayısıyla makro açıdan 10 büyük ekonomiden biri olma vizyonuna uygun olarak sektörümüze her türlü altyapı yatırımını tamamlamış bir ülke olarak bu oranı gelecek on yıl içerisinde de 2023'e kadar yüzde 1'in üzerinde tutma mecburiyetimiz açıktı" dedi.
Konuşmaların ardından sahnede aile fotoğrafı çektiren protokol üyeleri daha sonra hep birlikte stantları gezdi. Dünyanın dört bir yanından gelen akademisyen ile uzmanların katılımıyla başlayan 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası, çeşitli toplantı ve sunumlarla 7 Eylüle kadar devam edecek.
İlginizi Çekebilir