Gürsel Turizm'in İstanbul Şehiriçi Ulaşımındaki Hedefi Büyük: İlk Etapta 100 Araç
RöportajGürsel Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Levent Birant: Otobüs A.Ş. İhalesinden...
Halk Ulaşım Dergisi olarak İstanbul şehiriçi toplu taşıma sisteminin önümüzdeki dönemine ışık tutacak bir röportaja imza attık. Personel ve öğrenci taşımacılığının dev firmalarından biri olan Gürsel Turizm'in Yönetim Kurulu Başkanı Levent Birant ile başarılarının sırrını, sektördeki sorunları ve kentiçi toplu taşımadaki hedeflerini konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyalım.
1960 Ankara doğumluyum. Marmara Üniversitesi Mali Bilimler Fakültesi mezunuyum. İşin hem alaylı hem de teorik tarafını takip ettik. Babam uzun yıllar şehirlerarası bireysel otobüsçülük yaptı. Bizde seksenli yıllardan beri personel ve öğrenci taşımacılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Daha önceki firmalarımız olan Şenol Turizm'de bireysel olarak çalışıyorduk. Seyahat acentası olan Şenol Turizm halen devam ediyor. 95 yılından sonrada Gürsel Turizm ile bir birlikteliğimiz başladı. Dört ortaklı bir aile şirketi olan Gürsel Turizm'de 16 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 5 bin araçla hizmet veriyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Erzurum, Antalya ve Diyarbakır gibi şehirlerde çalışıyoruz. Servis hizmetlerinin yanında operasyonel araç kiralama hizmetlerimiz var. Gürsel Turizm günlük olarak 160-180 bin kişi taşıma kapasitesine sahip. Araçlarımızın büyük bir kısmı kiralama yöntemiyle çalışıyor. Aşağı yukarı yüzde 5'i bize ait. 200 küsur öz mal aracımız var. Bu araçlar daha ziyade yedek olarak görev yapıyor. Aksayan servis hizmetlerinde eksiklikleri tamamlamak üzeri kullanılıyor. Şu anda aşağı yukarı 600 kişilik bir istihdam yaratıyoruz. Bunun 300 kişilik kısmı öğrenci servislerindeki hostes ablalarımız, 300'ü de Gürsel'in yönetim kademesinde ve sürücü olarak görev yapan arkadaşlarımız.
Şehiriçi toplu taşıma alanında hizmet vermek amacıyla İstanbul Otobüs A.Ş.'nin ihalesinden bir araç alarak sektöre başlangıç yaptınız. Aracın kazancından memnun musunuz? Zarar mı ediyor kâr mı?
Gürsel Turizm, taşıma segmentleri içerisinde şehirlerarası, şehiriçi ve öğrenci-personel taşımacılığı alanlarında hakikatten önemli adımlar attı. Önümüzdeki 10 yıllık döneme baktığımız zaman, biz de kendimize, Başbakanımız gibi hedef olarak 2023 projeksiyonunu koyduk. Gürsel Turizm kentiçi ulaşımda çok ciddi bir Ar-Ge çalışması yürütüyor. Şu anda İstanbul Otobüs A.Ş.'de ki uygulamamız bunun bir örneğidir zaten. Bizim hem finansal açıdan, hem de organizasyon açısından İETT'yle ve Otobüs A.Ş. ile görüşmelerimiz devam ediyor. Biz kendimizi İstanbul'un kentiçi ulaşım operatörü olarak tanımlıyoruz. Hedefimiz bu. Tabi İstanbul Otobüs A.Ş. yeni kurulmuş bir kurum ve yeni görevlendirmeler üstlenmiş durumundalar. Yapmış oldukları organizasyon çok önemli. Yıllardır İstanbul içerisindeki en önemli problemin ulaşım sorunu olduğunu görecek olursak buna yönelik olarak çok önemli bir adım atıldı. Burada İstanbul Otobüs A.Ş.'ye kısa vadeli değil uzun vadeli bakmak gerekiyor. O zaman başarılı olunabilir. Aracın ilk bir ayına rakamsal olarak baktığımız zaman çok verimli olduğunu söyleyemeyiz. Ama bu tür organizasyonlarda bir-iki ayın çok ölçü olacağını zannetmiyorum. Çünkü planlanan ve kurgulanan çalışma modeli uzun vadeli. İhale şartnamesinde belirtilen ve İstanbul Otobüs A.Ş.'ni vizyonu içerisinde daha farklı boyutta çalışmalar var. Dolayısıyla İstanbul'un kent içi ulaşımını planlayacak, organize edecek. Biz öyle algılıyoruz ve böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Burada birçok aktör olabilir. Zaten var; İETT, Özel Halk Otobüsleri. Bir de İstanbul Otobüs A.Ş. kuruldu. Dolayısıyla zaman içerisinde bu üçünün kendi aralarında daha verimli, daha kalitesi yüksek bir standart sağlayacaklarını düşünüyorum.
Yakın zamanda Otobüs A.Ş'nin yeni bir ihaleye çıkması bekleniyor. Bu ihaleye katılarak araç almayı düşünüyor musunuz? Yoksa biraz daha bekleyecek misiniz?
Bizim yaklaşık bir buçuk, iki yıldır kentiçi ulaşımıyla ilgili hazırlıklarımız sürüyor. Mısır'da bir operasyona talip olmuştuk. İskenderiye'nin kentiçi ulaşımıyla ilgili 900 araçlık bir operasyona talip olmuştuk. Ama Mısır'ın içinde bulunduğu malum durumlardan sonra biraz ertelenmiş durumda. Dolayısıyla biz bu hazırlıklarımızı İstanbul için kullanmayı düşünüyoruz. Aşağı yukarı hem erguvanlarla ilgili, hem de metrobüs hatlarıyla ilgili projelerde yer almak istiyoruz. Konuyla ilgili hazırlıklıyız. İstanbul Otobüs A.Ş.'nin yapacağı çalışmalarda asgari 100 araçlık bir yatırım düşünüyoruz. Bu ilk planda. Bizim hedefimiz dediğim gibi araç çalıştıran konumunda olmak değil, işin organizasyonu içerisinden yer almak. Hem işletmeci hem de operatör olarak yer almak istiyoruz. Bunun dünya üzerinde çok güzel örnekleri, çalışan modelleri var. Bu uygulamaları burada bizde hayata geçirmek istiyoruz. Önümüzdeki 20'li yıllarda kentiçi ulaşımın daha da önem kazanacağını öngörüyoruz. Personel taşıma hizmetlerinin; kısmen raylı sistemlerle ve diğer ulaşım hizmetleriyle görevlerinin azalacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla kentiçi ulaşımına böyle bir stratejiyle yaklaşıyoruz. Personel ve öğrenci taşımacılığındaki öncülüğümüzü kentiçi ulaşımına da taşımak istiyoruz. Nihai hedefimiz; İstanbul'un tüm kentiçi ulaşımında yol almak
Yapılan ve yapılacak ihalelerde daha ziyade bireysel kişilerin katılımını ön gören bir mantalite var. Özel halk otobüsü uygulaması var. Onlarında kendi içleriyle ilgili veya yönetim modelleriyle ilgili halletmesi gereken konular var. Ama hiç değilse yeni sistemde biraz daha kurumsal organizasyonların işin içine girmesinin hizmetle ilgili çok ciddi katma değer yaratacağını düşünüyorum. Bireysel de olmalı ancak kurumları da çok göz ardı edecek bir anlayıştan kaçınılmalı. Bu görüşümü İstanbul Otobüs A.Ş.'yle paylaştım.
Gürsel Turizm olarak İstanbul Otobüs A.Ş. dışında İETT ihaleleriyle de ilgileniyor musunuz?
Bundan sonra hem İETT'nin hem de İstanbul Otobüs A.Ş.'nin yapacağı toplu ulaşımla ilgili ihaleler bizim ilgi alanımızda. İETT'nin en son yaptığı havaalanları ve merkezler arasındaki ring servisleri şeklindeki ihaleye de katılmıştık. O ihaleyle ilgili bir fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Havaş bizlerle aynı şartlarda ihaleye katıldı. Zaten işin yüzde 80'inin yapıldığı bir süreç vardı. İhaleyi kazanan firma Havaş'ın ve İETT'nin tüm hizmetlerini yerine getirecek olsaydı daha doğru bir fiyatlama yapılmış olurdu. Dolayısıyla şimdi hem Havaş hizmete devam ediyor hem de ihaleyi alan firma başladı. Onların arasında da haksız bir rekabet oluşuyor. Havaş'ın orada bir adım önde olması diğer taraf için hizmetle ilgili bir olumsuzluk yaratıyor.
Servis sektörünün lider firmalarından birisiniz. Sektörün sıkıntıları neler?
Servis sektörü son dönemlerde giderek büyüyen bir hale geldi. Şuan İstanbul'da 50 binin üzerinde servis aracı bulunuyor. En büyük sıkıntımız da belgelendirme konusunda. 100 km'nin altıyla ilgili bir düzenleme yapılamadığı için ciddi bir kaos yaşanıyor. Bilindiği gibi Ulaştırma Bakanlığı 100 km'ye kadar olan kısımları hem yönetmelikle hem kanunla kontrol altına almış durumda. Fakat 100 km'nin altındaki taşımalar yönetmeliklerle ve bir takım düzenlemelerle götürülmeye çalışılıyor. Bu da özellikle; İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ paralelinde büyük sıkıntı yaratıyor. Yasaya göre il mücavir alanlarıyla büyükşehir alanları aynı kabul edildiği için il sınırlarında birleşmiş durumda. Özellikle Kocaeli ile İstanbul arasındaki Gebze bölgesinde çok yoğun taşımalarımız var. Bölgede düzenlemeyle ilgili Kocaeli Belediyesi'nin plaka tahdidi uygulaması var. Kocaeli Belediyesi'de avantaj yaratmak için plaka tahdidi ile ilgili çok ciddi uygulamalar içinde. İstanbul'dan Gebze'ye giden araçlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Araçlarımız bağlanıyor vs. Mesela Gebze'de Organize Sanayi'ye servis götüren bir sürücü yolcusunu indirdikten sonra Darıca'da oturuyorsa evine gidemiyor, mazot almaya gidemiyor, bakım yapmaya gidemiyor. Bu konu çok konuşuldu.
Kurumsal firmalar açısından baktığınızda, tabiî ki korsan taşımacılığın önüne geçilmesi için mutlaka önlemler alınması gerekiyor. Ama alınacak önlem plaka tahdidi değil ki. Bakıyorum bazı basın yayın organlarına; İstanbul'da plaka tahdidi için ciddi talepleri var. Ücretlerden bahsediliyor. İstanbul'da fiyatların yüksek ancak plaka tahdidi olan yerlerde fiyatlar düşük olduğunu ileri sürüyorlar. Gidin araştırın durumun tam tersi olduğunu göreceksiniz. Tahdit olan yerlerde zaten sınırlı sayıda araç var ve talep karşılanamadığı içinde çok ciddi fiyat artışı görülüyor. Ulaşım hizmetini alanlar açısından Ankara, İzmir ve Bursa'da, plaka tahdidi uygulanan yerlerde büyük sıkıntılar yaşanıyor. İstanbul'da ise Büyükşehir Belediyesi'nin yeni yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yapmış olduğu uygulamalar taşımacılığın kalitesini maksimuma çıkarmış durumda. Bakın; İstanbul'da öğrenci ve personel taşımacılığı yapanların hepsinin hem araç, hem sürücü nitelikleri açısından çok ciddi gelişkinlikleri var. Kaza oranları olsun, memnuniyet standartları olsun hepsi geliştirilmiş durumda. Ama bu yeterlimi? Değildir tabiî ki. Bizim beklentimiz; şehirlerarasındaki gibi şehiriçinde de yetkili firmaların belirlenmesi. Kişiye tahdit getirilmesi ve her önüne gelenin servise çıkmaması. Taksilere bakalım. Taksicilik şu anda en kolay iş. Alıyorsunuz bir taksi plakalı araç başlıyorsunuz çalışmaya. Hiç sormuyorsunuz bizi kim götürecek diye. Dolayısıyla plaka tahdidinden ziyade kişiye tahdit ön plana çıkmalı. Ehil olunmalı. Personel ve öğrenci taşımacılığında yetki belgeli bir sistemin kaliteyi arttırırken düzeni de sağlayacağını düşünüyorum.
Gürsel Turizm'in başarısının sırrı nedir? Sunduğunuz hizmetten, sektördeki konumunuzdan, farklılıklarınızdan ve uygulamalarınızdan bahseder misiniz?
Gürsel Turizm, personel ve öğrenci taşımacılığı adına rahatça söyleyebilirim ki lider durumda. Adetsel olarak bizden fazla aracı olan firma olabilir, ancak hem kalite hem teknoloji hem de insan kaynağı açısından lider konumdayız. Tüm taşıma segmentlerinde uygulamakta olduğumuz sistemler ve kalite açısından lider olduğumuzu düşünüyorum. Bu noktaya kolay gelmedik. 98-99 yıllarından itibaren başlayan bir kalite yolculuğumuz var. Biz Koç Grubu'na taşıma hizmeti veren bir firmayız. O dönemde hizmet verdiğimiz Beko Elektronik'teki "Ulusal Kalite Hareketi ve Ödülü" süreci içerisinde tedarikçi geliştirilmesi kapsamında biz de kalite dünyasıyla tanıştık. Yaklaşık 12 senelik bir kaliteli yolculuğum var. Halen Gürsel Turizm'in tüm süreçlerini teknoloji ile yönetiliyoruz. Tam otomasyona geçmiş durumdayız. 2000 aracımızda GPRS sistemi var. Yazılımlarımız sayesinde tüm sürücülerimizin performanslarını ölçüyoruz. Hepsinin karneleri, notları var. Sürücüyle çalışıp çalışmayacağımıza bu yolla karar veriyoruz. Bir de ekip meselesi var. Gürsel Turizm çok güçlü bir yönetim kadrosuna sahip. Başarımız uzun yıllara dayanıyor, tesadüfi değildir. Sektörde bir çok firma bizi örnek aldı. Onlara model oluşturmak bizim açımızdan çok önemli. Bu anlamda çok ciddi bir ivme yakaladık. İşin temelini ise; insan kaynağına ve teknolojiye yapmış olduğumuz yatırımlar. Taşıma sektöründe firmalar çıkar büyür ve 3-5 sene içerisinde eser kalmaz. Kişiye bağımlı bir yönetim sistemi olduğunda sonuç kaçınılmazdır. Biz çalışmalarımızda kurum kültürü oluşturduk. İyi bir görev dağılımı var. Her sene yüzde 35-40'lık bir büyüme performansı gösteriyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de bu performansı devam ettirmek bizim temel hedefimiz.
İlginizi Çekebilir