"Lastik Etiketleme" Fark Ediliyor!

Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 44’ü ‘Lastik Etiketleme’ uygulamasından fark etmediklerini belirtirken, fark edenlerin yüzde 68’i etiketleme degerlerinin kolay anlaşılır olduğunu düşünmekte.

Bu arada araştırma sonuçları etiketleme uygulamasının henüz satış noktaları tarafından sıklıkla satış argümanı olarak kullanılmasından ziyade kullanıcı tarafından sorgulanan bir bilgi olduğunu göstermekte.

Araştırmada, etiketleme uygulamasının görünürlüğü, uzman lastik bayilerinde yüzde 60 gibi yüksek bir orana ulaştığı belirtiliyor.

Lastik Etiketleme uygulamasının görünürlüğünün uzman lastik bayilerine kıyasla  düşük olduğu noktalar ise araç satış noktaları ve araç servisleri. Bu noktalarda görünürlük yüzde 13 seviyesinde iken, servis ve tamir noktalarında ise yüzde 8 gibi çok düşük bir rakamda kalıyor.

Lastik etiketleme uygulamasını kullanan tüketicilerin yüzde 25’i lastiklerini aynı markanın başka lastik modelleriyle, yüzde 30’u ise başka markaların lastikleriyle kıyasladıklarını belirtiyor.

Neden ‘Lastik Etiketleme’?

Türkiye’de de 2012 yılından bu yana uygulanan uygulama ile Avrupa’da satılan bütün lastiklere “Üç performans” kriteri hakkında bilgi içeren etiket taşıması zorunluluğu getiriliyor. Çevre, güvenlik konusunda lastiğin kalitesini belgelemeyi amaçlayan uygulama, sürücülere tutarlı ve güvenilir bir alışveriş zemini sunuyor.

İyi ve kaliteli bir lastiğin performansını yuvarlanma direnci, ıslak zeminde fren mesafesi ve dış gürültü seviyesi olmak üzere 3 önemli performans kriteri belirliyor. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin’in de desteklediği lastik etiketleme uygulaması; tüketicilere bu üç etkeni göz önünde bulundurarak lastiklerini seçme şansı sunuyor.