© Halk Ulaşım 2021

Mercedes-Benz, Yeni Kampanyasıyla Sürdürülebilirlik Hedeflerini Ortaya Koydu

Mercedes-Benz’in ikonik yıldızı, modern zamana taşınıyor. Markanın kara, deniz ve havada mobilitenin öncüsü olma vizyonunu temsil eden ikonik 3 köşeli yıldız logosu artık, ilham aldığı toprak, su ve hava elementlerinin korunması için sürdürülebilir gelecek vizyonunu simgeliyor. Kampanya filmi ise, markanın geleceğe dair verdiği geri dönüştürülmüş materyal kullanımı, atıkların yeniden kullanımda değerlendirilmesi ve tamamen elektrikli araçlara geçme gibi sürdürülebilirlik hedeflerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bir asırdan daha uzun bir süre önce, Mercedes yıldızının üç köşesi, Gottlieb Daimler'in karada, denizde ve havada öncü mobilite vizyonunu temsil ederek doğdu. Yeni Mercedes-Benz kampanyası ile ikonik yıldızın üç köşesi artık kuruluşunda ilham aldığı elementlerin korunması, geri dönüşüm ve CO2 nötr olma yoluyla sürdürülebilirlikte öncü olma vizyonuna dönüşüyor. Toprak, su ve hava elementleri, Mercedes-Benz markasının itici gücünü her zamankinden daha fazla oluşturuyor.

Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan kampanyayı, “Mercedes yıldızı, dünden bugüne benzersiz tarihimizi, markamızı karakterize eden öncü ruhumuzu ve yeni bir mobilite çağının başlamasını mümkün kılan yenilikçi gücümüzü temsil ediyor. Kampanya, ‘Yeni Zamanların Simgesi’ sloganı ile bu vizyonumuzun altını çizerken bizim için lüks ve sürdürebilirliğin her zaman bir arada olduğunu gösteriyor.” sözleriyle değerlendirdi.

Mercedes-Benz'in sürdürülebilir iş stratejisi hedeflerine yönelik eylemler kampanyada detaylandırılıyor. Şirket, 2030 yılı itibarıyla tüm otomobillerinin tamamen elektrikli olmasını ve otomobil başına CO2 ayak izini 2020'ye kıyasla yarıdan fazla azaltmayı planlıyor. Aynı zamanda Mercedes-Benz, 2030 yılına kadar üretimdeki enerji ihtiyacının yüzde 70'inden fazlasını yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Şirket bunu, kendi lokasyonlarındaki güneş ve rüzgâr enerjisi üretimini artırarak ve daha fazla yenilenebilir enerji satın-alma anlaşmaları yaparak sağlayacak.

Mercedes-Benz “Ambition 2039” planına hazırlanıyor

Mercedes-Benz, “Ambition 2039” planı ile gelecekte tamamen elektrikli bir mobilite için tutarlı ve bütünsel bir yaklaşım izliyor. Amaç, 2039 yılından itibaren tüm değer zinciri ve yaşam döngüsünün yanı sıra, kısmî olarak karbon telafisi de dahil olmak üzere CO₂ nötr olan yeni otomobil ve hafif ticari araçlardan oluşan bir filo sunmak. Mercedes-Benz, markanın temsil edildiği tüm segmentlerde şimdiden tamamen elektrikli bir model sunuyor. 2025 yılından itibaren ise tüm yeni araç mimarileri artık tamamen elektrikli olacak. Şirket ayrıca 2027'ye kadar Kuzey Amerika, Avrupa, Çin ve diğer ana pazarlarında 2.000 farklı lokasyon ve 10.000'den fazla şarj noktasıyla kendi küresel yüksek güçlü şarj ağını kuracak.

Geçen yıldan bu yana kısmen ofsetler de dahil olmak üzere, Mercedes-Benz'in kendi fabrikalarındaki araç ve batarya üretimi CO2 nötr hale geldi. 2022’den itibaren, Mercedes-Benz AG'nin dünya genelinde kendine ait olan tüm üretim tesisleri, sadece yenilenebilir kaynaklardan elde edilen çevre dostu elektrik kullanıyor. Buna tedarikçiler de dahil. İkonik yıldızlı marka, satın-alma süreçlerinde ve tedarik sözleşmelerinde CO₂ nötr olmayı önemli bir kriter haline getirdi. Hedef, en geç 2039 yılından itibaren Mercedes-Benz fabrika kapılarından sadece değer zincirinin tüm aşamalarında CO2 nötr olan ürünlerin çıkarılması.

Sürdürülebilir batarya ömrü

Mercedes-Benz batarya ömrü döngüsünde, yeniden kullanım, yeniden imalat ve geri dönüşüm dahil olmak üzere bütünsel bir yaklaşım sergiliyor. Marka, döngüsel ekonominin gereklerini yerine getirmek ve doğal kaynakları korumak için tüm elektrikli araçlar için yeniden üretilmiş bataryalar sunuyor. Şirket ayrıca Mercedes-Benz Energy iştiraki ile, yerleşik büyük ölçekli depolama uygulamalarıyla başarılı bir iş modeli de oluşturdu. Böylece araçlarda artık kullanılamayan bataryalar, ikinci ömürlerinde depolama sisteminde kullanılmaya devam ediliyor.

Mercedes-Benz, gelecekte Mercedes-EQ araçların lityum-iyon batarya sistemlerinin geri dönüşümünü sağlamak üzere, küresel batarya geri dönüşüm stratejisini genişletti ve Almanya'da hidro-metalürjiye temelli kendi batarya geri dönüşüm fabrikasını kurmaya başlıyor. Böylece geri dönüşüm oranını yüzde 96'nın üzerine çıkaran şirket, batarya alanında değer yaratmadaki uzmanlığını sürekli olarak geliştiriyor.

Otomobillerde yüzde 40 geri dönüştürülmüş malzeme

Mercedes-Benz, birincil kaynakları korumak, israfı önlemek ve ayrıca CO2 salınımını azaltmak için malzeme döngülerini kapatmak ve geri dönüştürülmüş malzemelerin oranını artırmak için yoğun bir şekilde çalışıyor. Geri dönüştürülmüş çelik ve alüminyum dışında da çok sayıda yenilikçi geri dönüştürülmüş malzeme halen kullanılıyor. Örneğin, geri dönüştürülmüş evsel atıklardan üretilen UBQTM markalı plastik yerine geçen malzeme, EQS ve EQE'nin kablo kanallarında kullanılıyor. Bu yılın ilerleyen dönemlerinde EQE ve S-Serisi, üretiminde fosil temelli hammaddelerin yerine biyometan ve geri dönüştürülmüş lastiklerden elde edilen piroliz yağının kullanıldığı, kimyasal geri dönüşümle üretilen kapı kollarına sahip ilk seri üretim modeller olacak.

EQS'in zemin döşemelerinde balıkçı ağları ve halı gibi geri dönüştürülebilir malzemelerden elde edilen naylon iplik kullanılıyor. Mercedes-Benz, kaliteli suni deri ve mikrofiber kumaşa ek olarak aracın iç mekânında yüzde 100'e kadar geri dönüştürülmüş PET şişelerden üretilen çeşitli kumaşlar kullanıyor. Mercedes-Benz, VISION EQXX teknoloji programı ile yenilikçi malzemelerden üretilen sürdürülebilir lüksün potansiyelini gözler önüne seriyor. Bunlardan bazıları; kaktüs ve mantara dayanan hayvansal olmayan deri alternatifleri, bambu elyafından halılar ve biyoteknoloji ile üretilen iç kapı kolları, vegan ve ipeksi kumaş detayları olarak öne çıkıyor.

Çelik tedarik zincirinde karbondan arınma hedefiyle hareket eden Mercedes-Benz, CO2 salınımını telafi etmeye değil, CO2 emisyonlarından kaçınmaya ve azaltmaya güveniyor. İlk adım olarak şirket, çelik tedarik zincirinde Salzgitter Flachstahl GmbH tarafından elektrik ark ocağında tamamı hurdadan üretilen karbonu düşük yassı çelik kullanarak CO2 salınımını sürekli olarak azaltıyor. Klasik yüksek fırın ile karşılaştırıldığında, bu yöntemle mikro alaşımlı kalitelerde CO2 salınımı yüzde 60'tan fazla azalıyor. Mercedes-Benz, 2025 yılından itibaren koklaşabilir taş kömürü yerine hidrojen ile üretim yaparak araç üretiminde sıfır CO2 ile elde edilen çelik kullanacak. Şirket, İsveç'te kurulan H2 Green Steel'e (H2GS) yatırım yapan ilk otomobil üreticisi oldu.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER