© Halk Ulaşım 2021

OKUL SERVİSLERİ GÜVENİLİR VE İŞİN EHLİNE VERİLMELİ

İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği (İSTAB) Başkanı Ahmet Karakış, yeni eğitim öğretim döneminin başlamasının ardından sektörü değerlendirdi. Özellikle son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerle ilgili Karakış, yılardır dile getirdikleri “Her isteyen sektöre girmesin, sektöre giriş sınırlansın” taleplerinin doğruluğunun yaşanan olaylar sonucu teyit edildiğini kaydetti.

İSTAB Başkanı Ahmet Karakış 25 Eylül Pazartesi günü sektörel basının temsilcileri ile bir araya geldi. 2017-2018 eğitim döneminin başlamasının ardından gerçekleşen toplantıda değerlendirmeler yapan Karakış, son dönemde yaşanan olumsuz olaylara değindi. Öncelikle “Okul servis araçları Yönetmeliği’nin 7. Maddesine değinen Karakış, bu yönetmeliğin 7. Maddesindeki ‘Öğrenci velileri istemeleri halinde, çocuklarını herhangi bir okul servis aracı işleteni ile anlaşarak da taşıtabilirler’ ibaresi ile ilgili; “bu maddede bizim açımızdan hiçbir problem yok. Fakat bu maddedeki veli istediğine taşıttırır ifadesi yanlış yorumlanıyor, yanlış sonuçlar doğuruyor.’’ Öğrenci almak isteyen firma ve esnafın okul bahçesinde standlar açtığını hatırlatan Karakış, birden fazla firma olması durumunda da istenmeyen olayların yaşandığını ifade etti. Karakış, “Gerek Valilikle, gerek Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız toplantılarda bu maddenin yanlış yorumlandığını anlattık. Bizim bu madde ile ilgili beklentimiz firmaların öğrenci alma yarışına girerek, okul bahçelerinin pazarlama alanına dönüştürülmesinin önüne geçilmesidedi. İSTAB Başkanı Karakış, okullarda en çok bağış yapan firmaya işin verilmesinin de yanlış bir uygulama olduğuna işaret etti ve bu uygulamadan bir an önce vazgeçilerek, işini hakkıyla ve düzgün şekilde yapan, öğrencilerin güvenliğini ön planda tutan firmalara veya esnafa verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Özeleştirimizi Yapıyoruz

Özellikle Ümraniye’de yaşanan olay sonrasında, medyanın da etkisiyle genelleme yapılarak tüm servis camiasının zan altında bırakıldığını, bunun haksızlık olduğunu söyleyen Karakış, “Bu işte yıllardır sorumluluğunu bilen, işin ciddiyetini kavrayan ve ona göre çalışan firmalar ve esnafımız çoğunlukta. Yaşanan olaylar sonrası yapılan yorumlarda servis camiasında büyük bir gönül kırgınlığı yarattı. Tüm sektörün kötü hizmet verdiği gibi gösterilmesi servisçilerin imajını olumsuz etkiledi. Şimdi ister istemez bunlar bizim karşımıza çıkıyor, zor durumda kalıyoruz, insanlara izah etmeye çalışıyoruz, herkesin böyle olmadığını böyle düşünmemeleri gerektiğini anlatıyoruz” diye konuştu.

Karakış bu dönemde sektör olarak özeleştiri de yaptıklarının altını çizdi ve “Özeleştiriyi de yapmak lazım, bizim içimizde de çürük elmalar olabilir. Burada tüm Türkiye’de yaşanan olayları konuşuyoruz. Ve münferit olayların tüm sektöre mal edilmemesi gerektiğini bir kere daha söylüyoruz” dedi. Bakanlığa yeni düzenlemelerle ilgili sektörel görüşlerin de bildirildiğini kaydeden Ahmet Karakış, yeni düzenlemede sektörün görüşlerinin de etkili olacağına inandıklarını belirtti.

Mesleki Yeterlilik Belgesi Dönemi

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) arasında imzalanan protokol ile şoförlükte yeni bir dönem başlamasını ve TESK’in servis, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerine mesleki yeterlilik belgesi vermekle yetkilendirilmesini değerlendiren Ahmet Karakış, durumdan memnun olduklarını ifade etti ve şunları kaydetti: “Bu işi yapan insanların seçilmesi, eğitilmesi, tüm belgelerinin kontrol edilmesi ve denetlenmesi gerekir. Bu konu Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmaya da entegre edilebilir. Hem sürücüye hem araca hem de firmaya yetki belgeleri ve yeterlilikler veriliyor, artık Büyükşehir Belediyesi’nden sürücü belgesi, araç belgesi,  yetki belgesi olmayan bu işi yapamayacak, Şimdi bu, iki şeyi getirecek birincisi bir standart oluşacak, ikincisi de yanlış yapanın yetki belgesi iptal edilecek, ya da askıya alınacak. İptal edildiği zaman bu hizmet vermesi engellenecek. Aslında çalışmalar yapılıyor hem Büyükşehir tarafında hem de diğer tarafta, inşallah önümüzdeki yıllarda da sistem oturduktan sonra olumsuzluklar bitmese bile minimuma inecek.’’

Tek tip sözleşme konusuna da değinen Karakış, sektör olarak tek tip sözleşme konusunda itirazları olduğunu bu nedenle konuyu yargıya taşıdıklarını hatırlattı. “Tek tip sözleşme için geçiş süresi verilmeliydi, firmalar kendilerini hazırlardı. “Sözleşmenin tamamına karşı değiliz ama iki tarafın ortak çıkarını koruyacak bir sözleşme olmalıydı.

Plaka Tahdidi Mücadelesi Devam Edecek

İSTAB Başkanı Ahmet Karakış, sektörün plaka tahdidi talebinden vazgeçmediğini de söyledi. “Bu talebimizde haklı olduğumuzu düşünüyoruz, bu konuda bir geri adım yok. Türkiye’de 30’dan fazla ilde plaka tahdidi var, İstanbul’da da olması gerekir. Eğer bu kötü bir sistemse Türkiye’nin diğer illerinde de olmamalı. İstanbul’da Plaka Tahdidinin bugün olmazsa yarın olacağına inanıyoruz. 

Yaz Saati Uygulaması Sektörü Etkiledi

İSTAB Başkanı Ahmet Karakış, geçen yıl başlayan yaz saati uygulamasının kışında devam etmesinin servis sektörünü olumsuz anlamda etkilediğinin de altını çizdi.  Valilik genelgesi gereği öğrencilerin saat 08.00’den önce okullara bırakılamadığını söyleyen Karakış, sabahçı öğlenci olarak çiftli eğitim veren okullarda genelde saat 7’de, 7.30’da çocukların okula bırakılmasından sonra ikinci servisi yapma şansı olan servisçilerin bu şansının zora girdiğini anlattı. Bütün okulların giriş saatlerinin birbirine çok yaklaştığını ve dolayısıyla firmanın ikinci işi yapma şansının ortadan kalktığına işaret eden Karakış şöyle konuştu: “Bu da ciddi anlamda sektörü sıkıntıya soktu, aslında kış saati uygulaması bizim için daha uygunda ama tabi burada devletimize ülkemize ekonomik anlamda bir faydası varsa ona da söyleyecek bir şeyimiz yok.” 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER