Mavi Marmara Ulaşım Başkan Vekili Tarık Demir ile İstanbul’da ki halk otobüs sektörü üzerine konuştuk. Sektörün fedakarca şehre hizmetinden bahseden Demir “böylesi bir fedakarlığın karşılığı farklı olmalıydı. Giderlerimizi karşılama adına faize bulaştık, evlatlarımızın nafakası gitti. Artık acil bir güncelleme şart. İstanbul ve İstanbullu için bu gerekli” dedi.
Sektörle ilk adımı nasıl attınız?
Geçmişte de sektör ile bağım olsa da profesyonel anlamda ilk 2010 yılında bu işe dahil oldum. Daha öncesinde kuyumculuk yapıyordum. Akrabalarımın da vesilesi ile bu sektöre de yatırım yaptım. İlk olarak Silivri bölgesinden araç aldım ve o zaman acemiydik. Zaman içerisinde işi kavradık ve sektöre yatırımımızı artırdık.
Sektörümüz bir Türkiye mozaiği gibi. Doğusundan batısına her yöreden insan ile aynı çatıda buluşmuşuz. Lakin sektör olarak hak ettiği yerde değil! Sektörün bir kimlik problemi var. Bir sivil toplu kuruluşu olarak bünyesinde barındırdığı insan sayısı ciddi potansiyel. Lakin bir karşılığı yok.
12 yılınızı değerlendirirsek hangi dönemi güzeldi?
Sektörde aktif olarak 12 yıldır varım. Sektörü ele aldığımızda aslında geçmişi hep özlüyoruz. Fakat sadece halk otobüsleri olarak değil! İnşaat, turizm, otomotiv gibi diğer alanlarda da aktif olduğumdan benzer durum oralarda da mevcut. Asıl sorun ise gelişime ayak uyduramamak. Babalarımızdan bir bakkal mantığı öğrenmişiz, olayı markete dönüştürmüyoruz. Aslında biz adaptasyon ve geçiş süreci sancılarını yaşıyoruz. İleriye dönük öngörülü olmaktansa son anda günlük çözümlere sarılıyoruz.
ÖTİS’i Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Böyle Bir Sistem Değişikliği Gerekliydi
Yeni sistemin ilk hareketinden bu yanan içindeyim. Bu sistemin inşası için sayısız toplantı ve çalıştaylar düzenledik. Kağıthane’de ki ilk toplantıya 100’e yakın yönetici katılmıştı. Maddeler halinde öngörülen sorunlar ele alındı. Geçiş sürecinde ki sancılar, sıkıntılar, olumsuzluklar, eşitlik-adalet noktaları, şirketlerin yapısal durumları ve bölgesel farklılıklar tüm bu toplantılarda gündeme geldi. Dünya, yenilikçidir ve hep yenisini ister. İstanbul’da ki toplu ulaşımda tekerlekliden raylıya doğru geçmekte. Bu değişime uyum sağlama adına ÖTİS doğru bir zamanda planlandı.
Değişime, hızlı ve kararlı bir şekilde dahil olurken fark edemediğimiz noktalar ve akabinde pandemi birçok şeyi bizden eksiltti. 2019 yılı maliyetleri ile başladığımız planlama 2020’de revize edilmeliydi. Maalesef pandemi sürecinde süreç böyle işleyemedi. Tüm giderlerimiz 1 yıl geriden geldi. Bu bir yıllık boşluk 2021’i de eksik yaptırdı. Şuan ise 2022 yılındayız ve kabul edilmeyen müthiş bir kriz var. Enflasyonda ki artış ile insanların geçim sıkıntısı had safhaya ulaştı, gelir-gider dengesi bozuldu.
Biz pandemi döneminde büyük bir özveri ile çalıştık. Bu özveriye karşılık çok kayıplarımız oldu. Bugün sözlü olarak ben ne söylersem ispatı kesinlikle var, veri tabanına girince hakediş ve tüm giderler incelenebiliyor. Örneğin aracım aylık 90.000TL yakıt almış ama İdare’nin bana ödediği 80.000TL. Peki neden? Çünkü halk otobüsü; kaliteli, konforlu ve çağdaş bir taşıma hizmeti sunma adına klima çalıştırıyor. Dahası trafikte dur-kalk ilerliyor, stres çekiyor ve İdare’nin hizmet kalitesini artırmaktan ziyade gelir kalemi olarak görüp cezai müeyyidelerine maruz kalıyorum.
Sistemin Eksikleri Neler?
Mayıs Hakedişi İle Temmuz Dönmez
İstanbul hepimizin, benim gidecek hiçbir yerim yok. Ölüm anı geldiğinde ben bu memlekette ölürüm. Haliyle bunu ben benimsediğim için memleketime fedakarlıktan asla geri durmam. Lakin fedakarlığın karşılığı sömürü olunca isyan orada başlıyor.
Bu sistem olması gereken bir sistemdir. Alt yapısında karşılıklı olarak uzlaşı artırılabileceği yani sistemin geleceği daha sağlam teminat altına alınırsa soru işaretleri ortadan kalkar. Silivri bölgemde ÖTİS’i doğrularını öve öve, eksiklerini ise kuruma zarar gelmemesi adına yeri gelmiş kendimizi siper ederek söylememişizdir. Bu aldatma noktasında değil, samimiyeti gördüğümüze inandığımızdan. Esnafımıza yatırımlarını kendi meslek grubumuza yaptırdık. Yani buradan kazandığını başka işlere aktarmaması ve bu sektörde tutmasını sağladık. İETT verilerinde bu çok açık ortadadır. Şuan İstanbul’da 2021-2022 model araç en çok Silivri’de vardır. çok hızlı bir değişim süreci yaşandı ve biz esnafımıza “inanın bu sistem bizi mağdur etmez” dedik. Şimdi geldiğimiz nokta ise maalesef Temmuz bitiyor ve ben Mayıs hak edişini daha tam alamadım. Oysa bu 3 ayın akaryakıt, SGK, maaşlar, sigorta, muhasebe, vergiler ve bakım giderlerinin tamamını cebimden karşılamışım. AdBlue için bana verilen para 600 TL, oysa ben ayda 2500 TL AdBlue’ya para veriyorum.
Sözleşmede 20.000 TL gibi olan kasko bedeline karşılık bu yıl avantajlı teklifler almamıza rağmen 35.000 TL’ye yaptırdım tek bir aracımı. Maalesef bu kadar özveri ve emeğe karşılık ben Mayıs gelirleri ile bugün karşılamaya çalışıyorum. Bu kadar zor bir emek karşısında giderlerimi döndürebilme adına faiz ödüyorum krediye girdim. Hem ahretim yandı hem de çoluk çocuğumun nafakası. Her şeye rağmen yine iyimser olma gayesindeyiz. Lakin dünyanın en korkak insanını dahi bir köşeye sıkıştırır ve kaçacak yer bırakmazsanız, kendini koruma adına en cesur insanı olur ve saldırır.
Sizce Çözüm Ne Olmalı?
Artık acilen bir güncelleme olması şart. Bugün tüm kurum ve kuruluşlarda çalışanlar 2 defa zam aldılar. Bizim bu tarafa baktığımızda ise pandemi sebebi ile 20 Bin alacakken 6 Bin verdiler. Sonrasında ise 9 Bin aldık. Daha sonra yine pandemi ve bize verilen 11 Bin! Rakamsal bazda %50 kar payı çok güzel, 30.000 TL bana gelse. Siz benim diğer kalemlerimi tam ödeyin, ondan sonra benim 30.000’imden bahsedin. Trafik, kasko, TÜVTÜRK, SGK, maaş, muhasebe farkımı ödeyin sonrasında kazancımı konuşalım.
Şuanda gider tablosu yeniden ele alınmalıdır. Güncellenen rakamlar ile sistem sürdürülmeli. Aksi halde hak edişler giderleri karşılamaz noktaya ulaştı. Oysa her iş belli bir kar amacı ile yürütülür. Ayrıca ödemelerin düzene girmesi gerekiyor. Çok emek harcandı bu sisteme ve esnafımız güvenle yatırım yaptı. İnsanların sermayesi ve emeği için bir düzenleme şart.
Yorum Yazın