Günlük yaşantımızın getirdiği stres ve zorlaşan yaşam koşulları beslenme alışkanlıklarımızı etkiliyor, fiziksel aktivitemizi azaltıyor. İş yoğunluğu nedeniyle birçok kişi ara öğünleri hatta ana öğünleri bile unuturken bazıları da iş stresi nedeniyle sürekli yemek ve atıştırmak istiyor.
Öğünleri atlamak da kalorili ve sağlıksız beslenmek kadar sağlığımıza zarar veriyor. Karşımıza başta obezite olmak üzere birçok sağlık problemi çıkarıyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu sağlıklı ara öğünlerin nasıl olması gerektiği hakkında bilgi verdi.
Baş dönmesi ve halsizlik yaşamamak için öğün aralarını kısa tutun
Sağlıklı beslenmenin temelini az ve sık beslenme oluşturmaktadır. Öğün araları 2-2,5 saat olmalı bu sürenin uzamamasına özen gösterilmelidir. Süre uzadığında kandaki şeker miktarı çok düşeceğinden, baş dönmesi, halsizlik, çift görme gibi sağlık problemleriyle beraber aşırı tatlı yeme ihtiyacı oluşur. Bu ihtiyacı karşılamak için yenen tatlı yiyecekler fazla insülin salgılanmasına sebep olacağından, daha fazla açlık hissini meydana getirir. Bu sebeple ara öğünlerde bisküvi, kurabiye, çikolata gibi şeker ve yağ oranı yüksek yiyecekler tercih edilmemelidir.
Badem, ceviz ve fındıkla midenizi rahatlatın
Sağlıklı bir kahvaltıyla güne başladıktan 2 saat sonrasında kuşluk dediğimiz ara öğün için 1 porsiyon meyve beraberinde 5 adet badem veya 2 adet ceviz veya 10 adet fındık uygundur. Taze meyvenin bulunmadığı zamanlarda kuru meyve tercih edilmeli, tercih edilen kuru meyveler porsiyon sayıları kadar tüketilmelidir. Örneğin 1 adet kuru incir 1 porsiyonken 3-4 adet kuru kayısı 1 porsiyondur.
Protein ağırlıklı ara öğünleri tercih edin
Öğle yemeğinden sonraki ara öğünde yorgunluğun etkisiyle açlık daha fazla hissedileceğinden bu ara öğünün protein içermesine dikkat edilmelidir. Ayranla birlikte galeta sağlıklı bir seçim olabileceği gibi, meyveli yoğurt veya galetayla beraber peynir de gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Akşam yemeğinin geç yeneceği dönemlerde öğleden sonraki ara öğün sayısı ikiye çıkarılmalıdır.
Tatlı isteğinizi tarçınla dizginleyin
Gün içerisinde öğün atlanmışsa veya yorucu bir gün yaşanmışsa akşamları atıştırma ihtiyacı daha fazla olacaktır. Özellikle tatlı gereksiniminin çok arttığı akşam saatlerinde bu ihtiyacı baskılamak için; tarçınlı süt, tarçınla süslenmiş meyveli yoğurt, tarçınlı bitki çayı tercih edilmelidir. Tarçının kandaki şeker seviyesini dengeleyici etkisinden dolayı iştah baskılayıcı bir özelliği vardır. Ayrıca kuru üzümle karıştırılmış leblebi de posa içeriği yüksek olduğundan tokluk hissi verecek ve tatlı ihtiyacını azaltacaktır. Tatlısız yapamam diyenler haftada 2-3 defa sütlü tatlı tüketebilirler. Bu ara öğünün ikindi saatlerinde olmasına dikkat edilmelidir çünkü akşam yenilen tatlıların hareketsizlik sebebiyle kilo aldırıcı etkisi daha fazladır.
Yedikleriniz kadar içtikleriniz de sağlıklı olmalı
Kahveler süt tozu ile değil, süt ile hazırlanmalıdır. Çay, kahve gibi sıcak içecekler şekersiz içilmeli, içerdikleri tanenler nedeniyle vücutta su tutulmasına ( ödem ) neden oldukları için fazla tüketimleri sınırlandırılmalıdır. Asitli içecekler yüksek oranda şeker içerdiğinden bunların yerine, sade soda, ayran gibi soğuk içecekler seçilmelidir. Su içme alışkanlığı kazanılmalı ve günde 2-2,5 litre içilmelidir.
Yorum Yazın