21inci yüzyıl yeni ulaşım sistemi teknolojinin eseri olacak ve kullanıcı dostu ulaşım ağı ortaya çıkacak
Denetim, Vergi, Danışmanlık, Kurumsal Finansman ve Kurumsal Risk alanlarında dünyanın en büyük profesyonel hizmet firmalarından biri olan Deloitte, Dijital Çağda Ulaşım: Kentsel Mobilitenin Geleceği raporunu yayınladı. Deloitte University Press yayınlarından çıkan raporda, bilginin her yerde olması durumunun mevcut ulaşım ağının, daha etkin ve kullanıcı dostu hale getirilmesi için fırsatlar yarattığı anlatılıyor.
Günümüzde başta İstanbul olmak üzere Türkiyede şehir içi ulaşımın her geçen gün daha zor ve maalesef her geçen gün sadece yolcular için değil tüm toplum için zaman ve enerji açısından daha maliyetli bir hale geldiğini ifade eden,Deloitte Türkiye Kamu Endüstri Lideri Saim Üstündağ konuyu şöyle değerlendirdi: Altyapı yatırımları ile sağlanmaya çalışılan çözümler ise yavaş ve oldukça maliyetli. Deloitte olarak Dünya uygulamalarından da yola çıkarak bu rapor ile dijital çağın ve teknolojinin mevcut şehirci ulaşım ağının daha etkin ve kullanıcı dostu haline gelmesine nasıl hizmet edebileceğini, olası çözüm önerilerini ortaya koyuyoruz. Bilginin her yerde olduğu çağımızda, teknolojinin yardımıyla geniş iletişim ağı, havayolu sektöründe uzun zamandır uygulanan dinamik fiyatlandırma, ulaşım vasıtalarının entegrasyonu ve özel sektör-kamu işbirliği en yaygın çözüm yolları olarak ön plana çıkıyor.
Raporda arabaların bir zamanlar kullanıcılarına özgürlük ve mobilite sağlarken, bu günlerde başarılarının kurbanı oldukları öne sürülüyor. Şehirlerde artan trafik mobiliteyi engelleyerek, sadece yolculara değil, tüm topluma pahalıya patlıyor.
Ulaşımda teknoloji
Günümüzde ulaşım planlamacıları, trafik sıkışıklığını rahatlatmak için yeni alt yapı çözümleri düşünürken, raporda bu çözümlerin yavaş ve maliyetli olduğu ifade ediliyor. Öte yandan raporda, yeni ulaşım kapasitesi ile birlikte ele alındığında teknolojide yaşanan değişimler ve teşvik edici inovasyonların, 21inci yüzyılda mobilite özgürlüğünü korumaya yardımcı olacağı değerlendiriliyor. Özellikle tüm özel ya da toplu taşıma araçlarını zaman, maliyet, konfor, karbon ayak izi ve sağlık konularında karşılaştırma imkânı sunan teknolojik uygulamaların kullanımı, yolcuların ulaşım seçeneklerini genişletmede ve anlık ulaşım kararlarını vermelerinde destek olmada önemli rol oynuyor.
Raporda ayrıca, araba üreticilerinin, diğer araçlar ve altyapı sistemleri ile bilgi paylaşarak trafik akışını düzenleyen ve yüksek emniyet sağlayan yeni nesil araçlara odaklandığı belirtiliyor. Son olarak tıpkı havayolu şirketlerinde ve otellerde olduğu gibi otoyollar, park alanları ve ortak kullanım alanlarında dinamik fiyatlandırma mekanizmasına geçilmesi, arz ve talep dengesini sağlayacak bir diğer unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Dijital çağ sisteminin yeni özellikleri
Bahsedilen bu inovasyonlar ile ulaşımda hareket kabiliyeti ve mobilite önümüzdeki dönemde şu imkânlara sahip olacak:
· Geniş iletişim ağı: Her zaman ve her yerde sisteme erişilebilecek.
· Dinamik fiyatlandırma: Böylelikle arz ve talep dengelenmiş olacak.
· Kullanıcı odaklı: Kullanıcıların ihtiyaçları, öncelikleri ve gerçek zamanlı veri akışları dikkate alınacak.
· Entegrasyon: Zaman, mekân ve servis sağlayıcı kısıtlaması olmadan yolcular A noktasından B noktasına kolaylıkla seyahat edebilecek.
· Özel sektör-kamu işbirliği sonucu çıkacak yeni modeller: 21inci yüzyılın mobilite ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışan kamu, özel sektör ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların toplu ekosisteminden faydalanacak.
Yeni ulaşım için yol haritası
Tüm bu inovasyonlardan avantaj elde edebilmek içinse politika belirleyicilerin dijital çağa uygun bir ulaşım sistemine yönelik çalışmalara başlaması gerekiyor. Bu noktada ise;
· Ulaşım ağının performansını optimize etmek,
· Ağ tabanlı bakış açısına adapte olmak,
· Yeni nesil araçlara ve mobil servislere uygun zemin hazırlamak gerekiyor.
Yorum Yazın