Turizm Taşımacıları Derneğinin Başkan Yardımcısı Şevket Ak Sektörün En Büyük...
Turizm Taşımacıları Derneğinin Başkan Yardımcısı Şevket Ak Sektörün En Büyük Sıkıntıyı Ortak Taşımalar Konusunda Yaşadığını Belirtti.
Şevket Ak kimdir? 1946 Bolu Gerede doğumlu. 1983 yılında Turizm Taşıma sektörüne girdi. Aker Otobüs İşletmeleri A.Ş. ve Derya Tur'un ortaklarından. Turizm Taşımacılar Derneği'nin Başkan Yardımcısı. |
Aile şirketi konumundaki Aker Otobüs İşletmeleri A.Ş. ve Derya Tur'un ortaklarından, aynı zamanda da Turizm Taşımacıları Derneği'nin Başkan Yardımcısı Şevket Ak ile sektörün sorunlarını konuştuk.
Sektörün önde gelen isimlerinden birisiniz. Bize Aker Otobüs İşletmeleri A.Ş.'yi tanıtır mısınız? Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Aker; aile şirketi konumunda. Başta ağabeyim Halil Ak'ın taşıma sektöründe yıllarca verdiği hizmet sonrasında ortaya çıkmış bir şirket. İstanbul'a kiralık araç vererek başlanmış. Halen servis taşımacılığı ve turizm taşımacılığı yapıyor, İstanbul ve Antalya'da hizmet veriyoruz. Aynı zamanda Derya Tur adında uluslararası taşımacılık yaptığımız bir şirketimiz daha var. Her iki şirkettin bünyesinde öz mal olarak 90'a yakın araç mevcut. Yaz aylarında kiralıklarla birlikte aşağı yukarı Antalya'da 250-300, İstanbul'da ise 25-30 aracı bünyemize alıyoruz. 150-200 araçlık bir servis taşımamız var. Derya Tur ile Atina-İstanbul arasında düzenli bir servisimiz mevcut. Onun haricinde de yurtdışına tur hazırlamış olan turizm firmalarının çıkışlarını yapıyoruz.
Turizm Taşımacıları Derneği'nde Başkan Yardımcısısınız. Oradaki faaliyetlerinizden de biraz bahseder misiniz?
Dernek aşağı yukarı 85'li yıllarda bir beraberlik kuralım, toplanıp bazı şeylere ne yapacağımıza karar verelim diye kuruldu. İhtiyaçlardan doğmuş bir dernek. İlk zamanlar çok uğraşıldı ama artık kendi yolunda gidebilecek hale geldi. O yönden rahatız. Bakanlık tarafından da kabul gören bir dernek haline geldik. Dernek olarak TOF'un içerisindeyiz. Sivil toplum kuruluşları olmadan olmuyor. Ne kadar çok sivil toplum kuruluşu olursa ve ne kadar peşinden takip eden varsa o kadar iyi.
Sektörün sıkıntıları nelerdir? Hangi konularda problemler yaşıyorsunuz?
Genel olarak sektörlerde büyükler ayakta kalsın, küçüklerin peşinden gitmeyelim diye bir bakış açısı var, bu yanlış. Küçükler olmazsa büyüklerin yaşama şansı olmaz. Halen bizim turizm taşımacıları olarak en büyük ve ortak sıkıntımız; "ortak taşıma" yapamamak. Mesela 100 otobüse ihtiyacı olan bir gemi var diyelim. Tek bir firmanın 100 otobüsü bulma şansı yok. Firma kendi araçlarının dışındakileri başka firmalardan temin etmek zorunda. Dışarıdan alınan aracın turizm acentesinin temin etmiş gözükmesi gerekiyor. Ama buna imkan yok. Çünkü turizm acentesi işi bana verdikten sonra arabayla niye uğraşsın. Açar telefonu; yarın bana 100 araba lazım, bitti. Uygulamada deniliyor ki; senin 20 araban varsa ver arabanı öteki ne yapıyorsa yapsın. Ama biz turizm acentelerini araçla ilgili her türlü işlerini çözmeye alıştırmışız. Bundan sonra diyebilir miyiz ki; benim 20 araban var diğerine karışamam. O zaman diğer 20 kişiye bakacak. Hepsini benden alırsa bir dahaki arabayı onlardan alamayacak.
Daha önceki yönetmelik buna izin veriyordu ancak son yönetmelikle kaldırıldı. Bu da şu demek oluyor; birileri büyüsün küçük olanlar yok olsun. Bir taraftan Türkiye'de kobileri büyüteceğiz diye uğraşıyoruz, bir taftan da yok etmeye çalışıyoruz. Bu ters bir durum. Sonra, serbest piyasa olacaksa büyüklerle olmaz, küçüklerle olur. Taşımada 500'ün üzerinde araç sahibi olan işletmeler kaldığı zaman bakanlık onlarla bu işi götüremez. Böyle bir durumda kendi aralarında anlaşmalarının karşısına kimse geçemez. Şimdi yönetmelik bu şekilde. Nasıl ki marketler şehir içine açılabilmeye başladığı zaman bakkallar yok oldu, aynı şey. Bunun olmaması lazım.
Sektörde rekabet had safhada. Bilinçsiz, kırıcı, yıkıcı... İki haneli köye iki firma çalışıyor. Zaten kapasite fazlası mevcut. Şu an şehirlerarası çalışan 6 bin araca ihtiyaç varsa 15 bin araç var. D2 belgesi ile D1 belgesi aynı durumda idi. Ama şu an D2, D1'i geçmiş durumda. Çünkü o tarafta atıl olanlar bu tarafa kayıyor. Rekabetin ana nedenlerinden biri arz-talep meselesi. Şu an arz, talebin üzerinde. Bu da seçmeleri getiriyor. 8 yaşın üzerinde araç çalışmayacak deniliyordu, şimdi 5-6 yaşın üzerinde araç kalmadı. 5-6 senede amorti edilebilen araçlar içinde bulunduğumuz çalışma koşulları altında 10-15 senede amorti edilebilmeye başlandı. Bir aracı 10 sene kullanamıyorsanız ve 10 senede amorti edilebiliyorsa bu zaten yıkım demektir.
Biz 80'li yıllardan beri yönetmeliklere tabi olarak çalışıyoruz. Hala turizm sektöründe belgesiz çalışanlar var. Bakanlık benden her araç için belge parası alıyor. Hakkımızı da koruması gerekli. Denetimlerin etkin bir şekilde yapılması gerekiyor.
Yorum Yazın