Medyada yer alan bazı haber ve yorumlarda, 15 Mart 2014 Cumartesi günü Sirkeci Araba Vapuru iskelesinde meydana gelen kazayla ilgili olarak, kamuoyunu yanıltıcı bazı iddialara yer verilmekte olduğunu üzülerek fark etmiş durumdayız.
İDO olarak her şeyden önce, söz konusu kazadan ve hastaneye kaldırılan yolcularımızdan Ece Su Yılmazın hayatını kaybetmiş olmasından çok büyük bir üzüntü duyduğumuzu belirtmek istiyoruz. Kederli aileye bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Acıları acımızdır. Hastanede tedavi süreci devam eden Şaziye Gülerene de acil şifalar diliyoruz.
İkinci olarak, kazayla ilgili gerek yargı boyutuyla gerekse kazanın oluş biçimi ve nedenlerini tümüyle açığa çıkaracak şekilde teknik boyutuyla resmi makamların çalışma, araştırma ve soruşturmaları devam etmektedir. İDO olarak elimizdeki tüm bilgi ve belgeleri bu kurumlarla paylaşarak araştırmaların sonucunu bekliyoruz ve bunlar tamamlanmadan bir açıklama yapmayı doğru bulmuyoruz. İlgili araştırma ve soruşturmaların sonuçlarının belli olmasından sonra, İDO olarak gereği neyse bunu derhal yerine getireceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Ancak belirttiğimiz gibi bugün bazı yayın organlarında yer alan iddialar, belli konularda açıklama yapmamızı zorunlu kılmıştır:
Birincisi, bu iddialarda İDOnun bu hattaki gemilerini halat bağlamaksızın yanaştırması eleştiri konusu yapılmakta, bunun güvensiz olduğu iddia edilmektedir. Oysa bu hattaki gemiler çok uzun yıllardır, bu iskeleler ve gemi tipleri için çok daha güvenli olan makine gücüyle yanaşma prensibine göre yanaşmaktadırlar, dünyanın benzer hizmeti veren denizcilik kurumlarında da bu gemi tipleri ve iskele koşullarında bu yöntem uygulanmaktadır. Daha teknik ayrıntısıyla bakıldığında, arabalı vapurların taşıdıkları araçları indirme bindirme süreçlerinde fribord yüksekliklerinin sıklıkla değişmesi nedeniyle, halat bağlanması koşullarında ani kuvvetlerin oluşması sonucu ve çevreden geçen gemilerin de dalgalarının oluşturduğu ilave yüklerle halat kesilmesine bağlı olarak yolcuların zarar görmesine ve geminin istemsiz hareketi gibi yüksek risklere sebebiyet verebileceği öngörülmektedir. Bu yüzden makine gücüyle yükleme boşaltma operasyonu yapmak - yakılan yakıt nedeniyle daha maliyetli olmasına rağmen - daha güvenli olduğu için bu hattımızda tercih edilmektedir.
İkincisi, yine aynı iddialarda İDO personelinin çalışma süreleriyle ilgili olarak özelleştirme sonrasında değişiklik yapıldığına dair bazı spekülasyonlara yer verilmektedir. Oysa özelleştirme öncesi ve sonrası yapılan vardiya düzenlemelerindeki günlük çalışma sürelerinde ve günlük bazda kaptan/baş mühendis sayılarında hiçbir değişiklik olmamıştır. Öte yandan İDO, Deniz İş Kanununda belirtilmiş bulunan çerçevede, personelinin vardiya düzeninde zaman zaman değişikliklere gitmektedir. Şirketimizin Sirkeci Harem ve Pendik Yalova hattında çalışan arabalı vapurlarında Deniz İş Kanununa uygun olarak günde 8 saat, haftada 48 saat ve 1 gün hafta tatili prensibine uygun olan çalışma sistemi uygulanmaktadır.
Son olarak, kurumumuz ulaşım alanında üstlendiği görevine ilave olarak sektöre kalifiye personel yetiştirilmesi hususunda da etkin rol alan, sektöründe örnek ve okul mahiyetinde bir kurumdur.
Denizcilik sektörümüzün örnek kuruluşu İDO olarak, adli, teknik ve idari süreçlerin sonucunda daha geniş birdeğerlendirmeyi sizinle paylaşabilmeyi umuyoruz.
Saygılarımızla bilginize sunarız.
İDO Basın Müşavirliği
Yorum Yazın