İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı, birim müdürleriyle gerçekleştirdiği toplantıda yaptığı konuşmada İETTnin her geçen gün değişim içerisinde olduğunu belirterek, örnek alınacak bir kurum olmak istiyorsak değişime ayak uydurmalıyız dedi.
Üç ayda bir tekrarlanan müdürler toplantısı Kağıthane Garajı Sosyal Tesislerde gerçekleştirildi. Kalite çalışmalarının ve İETTde gerçekleştirilen denetlemelerin dile getirildiği toplantıda birim yöneticilerine hitaben konuşan Genel Müdürüm Dr. Hayri Baraçlı, hareketli ve dinamik bir kurum olan İETTde kalite düşüncesinin yaygınlaştırılmasını istediklerini söyledi.
İETTde çalışan herkes kaliteyi savunsun
Ekinliğin ve verimliliğin en önemli unsur olduğuna dikkati çeken Baraçlı, kurumsal kimliği oturmuş kurumlarda değişim ve kalite çalışmalarının zor olduğunu kaydetti. İETTde çalışan herkesin kaliteyi savunması ve yaşaması gerektiğine vurgu yapan Baraçlı, Bizim için hedef kalite çalışmalarının sürdürülebilir olması. Bu kapsamda geçtiğimiz hafta İETTde kalite belgeleriyle ilgili denetimlerimiz tamamlandı. Örnek alınacak bir kurum haline gelebilmemiz için de bu çalışmaları sonuna kadar destek vermemiz gerekiyor. Bizler İETT ailesi olarak kalite düşüncesinin yaygınlaştırılmasını istiyoruz. İETTyi marka durumuna getirmek istiyorsak açığa çıkmamış ihtiyaçlara göre çalışmalarımızı yapmamız gerekiyor. Bu yüzden de etkin ve verimli çalışmamız gerekir. Bunun içinde standartları yakalamamız gerekiyor. Standartları yakalamış bir kurumun kurumsallık kültürü daha da artar. diye konuştu.
Kalite çalışmaları süreklilik ister
Kalite çalışmalarının süreklilik istediğini belirten Baraçlı, İETT çalışanlarının değişimin savunucuları olması gerektiğini ifade etti. Değişimin savunucularının değişime kendilerinden başlayanların olduğu dile getiren Baraçlı, değişime kendimizden başladığımız zaman başarıyı yakalamış oluruz. Kaliteli hizmet, kaliteli insanlarla olur. O yüzden hepimize çok önemli işler düşüyor. Anlayışlı bir yönetim anlayışını sergileyip, hizmet kalitesini hedeflerimizin de üzerinde tutturabilecek bir anlayışa sahip olmamız gerekiyor. Anlayışlarımızı geliştirmemiz ve kendi kişisel gelişimlerimizi de tamamlamamız gerekiyor. Kendimizi sürekli geliştirip yenilikleri takip etmemiz gerekiyor. Bazı şeyleri görmezden geldiğiniz zaman hastalık kapınızı çalabilir, vurdumduymazlık yaptığınızda da, o size tepeden bir yumrukla inebilir. O yüzden de duyarlı olmak gerekir. dedi.
İETT, İstanbulun parmağı
İETTnin 24 saat çalıştığını ve İstanbulun parmakları olarak tüm vücuda etki ettiğini ifade eden Baraçlı konuşmasını şöyle sürdürdü: Bizler vatandaşın istediği hizmeti sunabilecek bir anlayışı ortaya koymamız gerekiyor. İETT olarak, hem ulusal hem de uluslar arası alanda yaptığımız kıyaslama çalışmalarıyla kendi hizmet kalitemizi artırmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra İETT, Hem Transist 2013e, hem KALDER tarafından verilecek olan EFQM mükemmellik modelinin ödülüne hem de Peryönün ödülüne katılacak. İETT büyük ödüle talip bunun için de sizlerin destekleri çok önemli. Hizmet aldığımız firmalarında bizim seviyemize gelmesi için onlara da kalite politikası çizmemiz gerekiyor. Eğer onlar o kalite standardına ulaşamazlarsa, ürettikleri hizmetin kalite standardı olmaz. Hizmet kalitesinin standardı olmadığı zamanda, kalite ve hizmet uyumunu yakalayamayız. Garajlardan hareket amirliklerine, genel müdürlükten en uç noktaya kadar herkesin bu işe gönül vermesi bizim için en temel nokta.
Hizmet kalitemiz artıyor
İstanbula 1705 yeni otobüs aldıklarını ve bu otobüslerin yılsonuna kadar teslim edileceğini hatırlatan Baraçlı, Bu alımlarla birlikte otobüslerin hizmet kalitesi artacak. Halk otobüsleriyle ilgili de çalışmalarımız var. Bu çalışmalarla birlikte 2014 yılından itibaren Halk Otobüslerinin de hizmet kalitesi artacak. Eylül ayından itibaren tüm daire başkanlarımız sahada olacak ve problemleri yerinde görerek çözümünü en kısa sürede yerine getirecek. İnsanlardan gelen talepleri de anında karşılayacak bir yönetim felsefesine ulaşmamız gerekiyor. Sistemimiz olursa vatandaş şikâyeti en aza iner. Sistemimiz olmaz ise vatandaşın şikâyetlerini teker teker çözmeye çalışırız. Teker teker çözmeye çalıştığımız zaman da hiçbir şikayete bütünsel bakılmaz. Böylece de yüksek maliyet ve israf ortaya çıkar. Var olanla idare ettiğiniz zaman geleceği göremiyorsunuz. Biz sadece ülkemize bakmıyoruz. Dünyadaki problemlere de çözüm üretebilecek bir vizyona bizim sahip olmamız gerekir. Çünkü bizim dedelerimiz de dünyayla ilgileniyordu. Onun için de bu ilgi bizi geleceğe taşıyacak. Bu yüzden sürekli iyileştirme felsefesini yaygınlaştırmamız gerekiyor. şeklinde konuştu.
Yorum Yazın