İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, ulaşım sektörünün paydaşlarıyla, Yenikapı’da ‘Esnaf Buluşması’nda bir araya geldi. Yaklaşık 3000 kişinin katıldığı buluşmada konuşan İmamoğlu, “İstanbul'un ulaşım sektöründe kangren haline gelmiş sorunlara çözüm üretmek, bizim öncelikli işlerimizden biri olmuştur” dedi ve olası Millet İttifakı iktidarında yapacakları düzenlemeleri, “ÖTV meselesini kökten çözüp, gündeminizden çıkaracağız. Taksi dahil, tüm kent içi toplu taşıma araçlarında kullanılan akaryakıttaki vergiyi, milletin bir kısım insanının yatlarında olduğu gibi, yüzde 1’e indireceğiz. Araç kullanma alt sınırı olan 22’yi, 20’ye indireceğiz. Üst yaş sınırı olan 65’i de 69’a çıkaracağız. Şoför esnafın sırtına yük olduğunu bildiğimiz SGK prim cezalarını, bir kereye mahsus üzere, affedeceğiz. Şoförlerimizin SGK kayıtları, onlarla ilgili yedikleri cezalara ilişkin, yasal düzenleme yapacağız. Esnafımız için verilen kefalet kredisini, 0 araç yerine, otobüsler için 0-5, diğer araçlar için 0-2 yaşa çıkartacağız. Araç alımında 1,5 milyon olan kredi bedelini, 10 yıl vadeli, 2,5 milyona çıkartacağız. Minibüsten taksiye dönüşen 8+1 bir yeni taksiler için, araç içi engelli erişimi şartını yıl sonuna kadar uzatacağız. Mevzuat düzenleyerek, motosikletli kuryeleri ‘tehlikeli meslekler’ sınıfına alacağız ve orada tanımlayacağız” şeklinde sıraladı. “Hemen ne diyecek biliyor musunuz? ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ diyecekler” ifadelerini kullanan İmamoğlu, “Vallahi de billahi de milletin parasını, millete veriyorum kardeşim. ‘Yapamazsınız’ diyecekler. Öyle bir yaparız ki; bal gibi yaparız. ‘Anne-çocuk kartını yapamazsın’ dediler; yaptık. Bizden önceki yönetimin verdiği sosyal yardımlar için, ‘Bunlar onu keserler, veremezler’ dediler; 5 katına çıkarttık. Belediye tarihinde ilk kez öğrenci yurtları yaptığımız gibi, ilk kez kreşler açtığımız gibi, ilk kez bölgesel istihdam ofisleri açarak, 100 binin üstünde insanımıza iş bulduğumuz gibi; bal gibi yaparız, yağ gibi yaparız. Hiç endişeniz olmasın” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde, “Ulaşım Esnafı Buluşması” gerçekleştirdi. Yaklaşık 3000 kişinin katıldığı esnaf buluşmasında İmamoğlu’na, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım ile milletvekilleri Bülent Kaya ve Mesih Yılmaz eşlik etti. Buluşma, İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve İETT Genel Müdürü Dr. Buğra Gökce’nin sunumuyla başladı. “Dört yıldır İstanbullulara hizmet etmek için, gerçekten tüm gücümle çalıştığımı bilmenizi istiyorum” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“DERDİNİZİ DERT EDİNEN BİR BELEDİYE BAŞKANINIZ VAR”
“Bilin ki, çoğunuzdan sizin işinizi daha iyi anlayan, daha iyi hisseden ve derdinizi dert edinen bir Belediye Başkanınız var. Bu yola çıktığımız ilk günden itibaren, iktidarın asıl sahiplerinin milletimiz olduğu, milletimizin sesine kulak vermek gerektiği ve sizlerin hizmetkarı olmanın bu işin şartı olduğunu bilerek yola çıktık. Eksiğimiz, gediğimiz elbette olmuştur. İnsanız, başka türlüsünün konuşmak olmaz. Ama o eksiği, gediği kapatmak için de her zaman çaba sarf ederiz. Eksiğinin farkında olup da kapatmak için kılını kıpırdatmıyorsa, o insanlardan korkarım. Hele hele bir kamu hizmetindeyse, ondan şüphe duyar, derin endişe ederim. Düzenini, rahatını bozmak istemeyenler korkar. Ben her zaman, daha fazla nasıl hizmet edebilirim, diye yola çıktım ve öyle devam ediyorum. Ve inanın her daim kendime edindiğim yol arkadaşlarına hep söylerim. Dert edinmeyen, süreci analiz etmeyen, ‘Ben daha fazla ne yapabilirim’ demeyen ve kusura bakmasın, rüyasında işini görmüyorsa, o benim kolay kolay yol arkadaşım olamaz. Bu nedenle, ‘Bana bu sorumluluk yeter’ demedim. Cumhurbaşkanı adayımız, inşallah 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun davetine uyarak, Sayın Mansur Yavaş Başkanımızla birlikte, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine, ‘Evet’ dedim. Tabii Allah izin verirse, milletimiz de takdir ederse, takdir etmekle kalmayıp oy verirse, İstanbul’a daha çok hizmet etme şerefine ulaşırım inşallah.”
“SİZLERİN KAYGILARINI, SORUNLARINI DOĞRU DÜRÜST DİNLEYEN YOK”
“14 Mayıs seçimlerinin bir sonucu var. Önce ondan biraz bahsetmek isterim. 21 yıllık bir siyasi iktidar, milletten güven oyu alamamıştır. Meclisin şekli belirlemiştir. Mecliste kararını halkımız vermiştir. Ama hükümetin devamına onay vermemiştir. Bu durumun sebepleri aslında hepimiz biliyoruz. Başta ekonominin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek gerekir. Ekonomi, ne yazık ki alaşağı olmuştur. Cebimizdeki para pul olmuştur. Memleketimizin geleceği olan gençleri ümitsizdir. Ve ne acıdır ki ülkeyi terk etme hayali kurmaktadırlar. Vatandaş mutsuz olduğu gibi, vatandaşa hizmet eden birçok sektör de umutsuzdur. Sizlerin kaygılarını, sorunlarını doğru dürüst dinleyen yok, bakmayın. Yine o sorunlarınızı, her zaman yakinen dinleyen, biziz bunu bilin ve bu sorunları onlar bildikleri halde çözüm üretenler de ortada yok. Çözüm konusunda en radikal adımları da biz attık. Ama her zaman söyledik; biz böyle duramayız, biz onlar gibi de davranamayız. Milletin her ferdinin bir derdi varsa, orada hiçbir şey yapmadan, çözüm üretmeden duramayız. Bizim ahlakımız, buna izin vermez. Çünkü bulunduğumuz makamlar, bu sorunlara çözüm üretmek için var.”
“ÖTV MESELESİNİ KÖKTEN ÇÖZÜP, GÜNDEMİNİZDEN ÇIKARACAĞIZ”
“Bu sebeple; İstanbul'un ulaşım sektöründe kangren haline gelmiş sorunlara çözüm üretmek de bizim öncelikli işlerimizden biri olmuştur ve olmaya devam edecek. Kangren olmuş sorunlarınızın her birisine tek tek çalıştık. ‘Nasıl çözebiliriz’ diye düşündük. Hareket kabiliyetinizi sınırlayan, hizmet alma ve verme konularında önünüze engel teşkil edecek tüm noktaları belirledik ve çözümlerimizi hazırladık. Öncelikle; toplu taşıma esnafının, toplu ulaşım esnafının alacağı araçlardaki ÖTV indiriminin yasal düzenlemesini hemen yaparak hem kalıcı hem de sürekli hale getireceğiz. Bunu niye yapacağız? Bazı siyasilerin her seçim döneminde ısıtıp ısıtıp, sadece oy avcılığı için önünüze getirdikleri, hatta bir baskı aracı olarak kullandıkları ÖTV meselesini kökten çözüp, gündeminizden çıkaracağız. Hiç kimse, bu konuyu bir seçim rüşveti olarak, baskı aracı olarak kullanamayacak. İşte hem vatandaşı hem de vatandaşın yararına çalışan sizleri düşünen, gerçek anlamda hizmet budur. Çünkü bizler, toplu taşımayı tamamen bir kamu hizmeti olarak gördük. Belediyeler olarak bizler, toplu taşıma sektöründeki sizleri, bizim ekibimizin dışında asla tutmadık. Bu bakış açımız nedeniyle, taksi dahil, tüm kent içi toplu taşıma araçlarında kullanılan akaryakıttaki vergiyi, milletin bir kısım insanının yatlarında olduğu gibi, yüzde 1’e indireceğiz. Biz dersek, yaparız; onu söyleyeyim. Böylece bu vergi indirimiyle, İstanbullu esnafımızı yıllık yaklaşık 10 milyar lira, Türkiye genelinde ise 60 milyar lira ekstra bir yükten kurtarmış olacağız.”
“ESNAFA ADALET, VATANDAŞA ADALET, ÇOCUĞU ADALET, GENCE ADALET, EKREM İMAMOĞLU'NA DA ADALET”
“Cumhurbaşkanı adayımızın birçok konuda, özellikle çiftçilerle ilgili ifade ettiği gibi; bir avuç zenginin yatına verilen imkânı, bu milletin ailesine emanet ettiği, çoluğunu çocuğunu emanet ettiği çalışkan, çilekeş esnafından esirgeniyorsa, orada çok önemli bir sorun var demektir. O sorunun adı nedir biliyor musunuz? Bozuk düzen. Biz, o bozuk düzeni yıkıp geçeceğiz ve ortadan kaldıracağız. Memlekette hep birlikte adaleti hissedeceğiz. Bu memleketin en önemli unsuru adalettir; unutmayın. Esnafa adalet, vatandaşa adalet, çocuğu adalet, gence adalet… Ekrem İmamoğlu'na da adalet. Burada peşinen söyleyeyim; yarın öbür gün, hesap verenlere de adalet lazım olacak. Onlar için de adalet diliyoruz. Ben şimdi, ‘Taksi ve tüm kent içi toplu araçlarında kullanılan akaryakıttaki vergiyi yüzde 1’e indireceğiz’ dedim ya; birilerinin ne diyeceğini şimdiden duyuyorum. Hemen yarın bir şekilde çıkıp diyebilir, beni çok takip ediyor, başından beri söylüyorum, ‘Beni çok seviyor’; hemen ne diyecek biliyor musunuz? ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ diyecekler. Vallahi de billahi de milletin parasını, millete veriyorum kardeşim. ‘Yapamazsınız’ diyecekler. Öyle bir yaparız ki; bal gibi yaparız. “Anne-çocuk kartını yapamazsın’ dediler; yaptık. Bizden önceki yönetimin verdiği sosyal yardımlar için, ‘Bunlar onu keserler, veremezler’ dediler; 5 katına çıkarttık. Belediye tarihinde ilk kez öğrenci yurtları yaptığımız gibi, ilk kez kreşler açtığımız gibi, ilk kez bölgesel istihdam ofisleri açarak, 100 binin üstünde insanımıza iş bulduğumuz gibi; bal gibi yaparız, yağ gibi yaparız. Hiç endişeniz olmasın.”
“SGK PRİM CEZALARINI BİR KEREYE MAHSUS AFFEDECEĞİZ”
“29 Mayıs'ta iş başına geldiğimizde; işe girmek isteyen ya da ihtiyacı olup, bu mesleği sürdürmek isteyenlere buradan söz veriyoruz. Kullanma alt sınırı olan 22’ yi, 20’ye indireceğiz. Üst yaş sınırı olan 65’i de 69’a çıkaracağız. Özellikle 20 yaşa indirdiğimiz yeni meslek sahibi olacak olan gençlerimizi, bu sektöre özenle, titizlikle hazırlayacağız. Onları bu sektöre eğitimli bir şekilde kazandırmanın meslek okullarını da biz açacağız. Yasal altyapıya dayanmayan, her ildeki farklı düzenlemelere de son vereceğiz. Karayolları taşıma yönetmeliğindeki, ticari araçta yaş sınırını 20 ve 69 olarak yeniden düzenleyeceğiz. Her şehirde de aynı kuralı uygulayacağız. Memleketteki arkadaşlarınızı arayıp, söyleyin bunu. Yanlış uygulamaları düzelteceğiz. Şoför esnafın sırtına yük olduğunu bildiğimiz SGK prim cezalarını, bir kereye mahsus üzere, affedeceğiz. Şoförlerimizin SGK kayıtları, onlarla ilgili yedikleri cezalara ilişkin, yasal düzenleme yapacağız. Bu yasal düzenlemeyle birlikte, sürücülerin ceza yemesine müsaade etmeyeceğiz. Özel halk otobüslerimizin kazanılmış haklarını, taksi ve minibüslerde olduğu gibi, kanuni olarak koruyacak karar alacağız. Millet İttifakı'nın iktidarında, ücretsiz taşımacılıklar için merkezi yönetim tarafından ödenen bedeli, en az asgari ücret seviyesine çıkararak, her 6 ayda bir güncelleyeceğiz. Esnafımız için verilen kefalet kredisini, 0 araç yerine, otobüsler için 0-5, diğer araçlar için 0-2 yaşa çıkartacağız. Araç alımında 1,5 milyon olan kredi bedelini, 10 yıl vadeli, 2,5 milyona çıkartacağız. Borçların, esnafımızın belini büktüğünü biliyoruz. Bunun için, ulaşım esnafının kamuya olan tüm birikmiş borç ve cezaları için faizinin affı ve anapara için yapılandırmayı çıkartacağız ve esnafımızın bu yükünü hafifleteceğiz. Biz hem sizi düşüneceğiz hem devletimizin kasasını düşüneceğiz. Tek taraflı olmaz. Devlet ayakta kalacak.”
“KATILIMCI DEMOKRASİNİN, ‘BEN HER ŞEYİ BİLİRİM’ DİYEN VAR YA; BİR TEK ONA ZARARI VAR”
“Yalnızca ekonomik açıdan hayatınızı kolaylaştırma peşinde değiliz. Ortak akıl mekanizmalarında esnafın tam temsiliyetini sağlayacağız. UKOME'de, tüm ihtisas odalarının başkanları, asil üye olarak yer alacak. Öyle biri el kaldırınca herkesin el kaldırdığı UKOME üyesi ben istemiyorum kardeşim. Bize hangi uydurma kararlarla zulüm çektirdiklerini siz biliyorsunuz. Utanarak bir kez katıldım UKOME’ye, biliyorsunuz. Orada da ben hem taksicinin hem minibüsçünün hakkını aramak için oraya geldim açık söyleyeyim. Bunu ilerleyen yıllarda anlayacaksınız. Esnaf ihtisas odalarına, üyelerini doğrudan denetleme yetkisi vereceğiz. Esnafın demokratik zeminde desteklendiği bir sürecin sonuca evrilmesi için, onların o şekilde temsilini de sağlamamız lazım. Katılımcı demokrasinin kimseye zararı yok. Milletimize faydası var. Kime zararı var biliyor musunuz? ‘Ben her şeyi bilirim’ diyen var ya; bir tek ona zararı var, onu söyleyeyim. Başka kimseye zararı yok. Başta İstanbul olmak üzere, tüm büyük şehirlerimizde, trafiğin etkin yönetimi için, kamudan başlayarak kademeli mesai uygulamasını tüm sektörlerde hayata geçireceğiz. Tüm ulaşım esnafının iş potansiyelini arttıracağız.”
“MOTOSİKLETLİ KURYELERİ ‘TEHLİKELİ MESLEKLER’ SINIFINA ALACAĞIZ”
“Minibüsten taksiye dönüşen 8+1 bir yeni taksiler için, araç içi engelli erişimi şartını yıl sonuna kadar uzatacağız. Şoför meslek odası kuracak ve plaka sahibi olmayan tüm şoförlerin de kanuni olarak haklarının korunmasını sağlayacağız. Ruhsatlandırma konusunda, servis araçlarında, taksi ve minibüs araçlarında olduğu gibi, yıllık çalışma ruhsatına yönelik çalışmaları da hızla başlatacağız. Çok önemli ve son bir maddemiz daha var. Yağmur, çamur demeden, her gün binlerce kilometre yol yapan motosikletli kuryelerimizi, onları da düşünmek zorundayız. Böyle bir saha var. Kuryelerimiz artık İstanbul'un, bütün şehirlerin ve bütün dünyanın gerçeği. Hiçbir kanunda, motosikletli kuryelerimize, kuryelerin mesleğine yer verilmiyor. Mevzuat düzenleyerek, motosikletli kuryeleri ‘tehlikeli meslekler’ sınıfına alacağız ve orada tanımlayacağız. Ayrıca park yerleri ve dinlenme alanlarını da onlar için planlayacağız. Onları güvenli bir alana taşıyacağız. Bakın değerli hemşerilerim özel halk otobüslerinin pandemi dönemindeki sorunlarıyla azami ilgilendik. Ayakta kalmaları için bu kardeşinizin verdiği çabayı buradaki yöneticiler biliyor.”
“BİR KISIM ESNAF ODALARININ ÜYELERİNİ ZORLAYARAK, ‘EKREM İMAMOĞLU'NUN TOPLANTISINA GİTMEYECEKSİN’ DEDİKLERİNİ DUYUYORUM”
“Siyaseten seven olur, sevmeyen olur. Ama ben iddiayla söylüyorum: Birisi, birinin kalbine kötülük sokmuyorsa, beni sevmeyecek tek bir esnaf İstanbul'da yok. Bir kısım esnaf odalarının üyelerini zorlayarak, ‘Ekrem İmamoğlu'nun toplantısına gitmeyeceksin’ dediklerini duyuyorum. Benim her yerde kulağım var. Siyaset, seçime kadar yapılır. Seçimden sonra, bu canım Türk bayrağını göğsüne takarsın, milletine gidersin. Seversin, sevmezsin siyaseten ama ben, 16 milyon insanımı, tek tek çocukları dahil, hepinizi çok seviyorum kardeşim. Dolayısıyla, bu partizan aklı temsil edenleri sakın dinlemeyin. Onlar mesleğinize de zarar verir, bu şehre de zarar verir, bu millete de zarar verir, bu memlekete de zarar verir. Onları çevrenizden uzak tutun. Ben yaptığım hizmetleri anlatırım, yapamadıklarımı da söylerim. Yapacaklarımı da söylerim ve arkasında dağ gibi dururum. Bu söylediklerim, Cumhurbaşkanı adayımızın onayı alınmış, Millet İttifakı'nın da bilgisi dahilindedir. Bu yaptığımız ve yapacağımız işleri, buraya gelip dinlemek, bir esnafın sorumluluğudur. Zaten bu milleti bölmek isteyen, ‘oy verdi, vermedi’ diye ayrıştırmak isteyen bir akıl var. Biz, o akıldan değiliz. Biz, o akla karşıyız. Kazanalım, kazanmayalım; karşıyız. Biz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu milletin bir ve bütün olması için, birbiriyle kardeşçe yaşaması için, sonuna kadar çaba göstereceğiz. Bugün bu çağrıyı yapanlar, kendilerinden utanacak. Ama bu çağrıya uyan esnaf kardeşimize söyleyeyim. Bugün için hata yapmış olabilir. Her zaman bu Başkanınızın başının üstünde yeriniz var. Hepinizi bekliyorum.”
“İSTANBUL AŞKIM’ DİYE DİYE, İSTANBUL'A NASIL İHANET ETTİĞİNİ KENDİN AÇIKLADIN”
“Bugün bu şekilde milletini bölen akıl, ‘Tek kişi olarak her şeyi yaparım’ diyen baskıcı akıl; ben minibüsçünün işini çözüyorum, bakıyorum bir gün sonra adam işi gücü bırakmış, Ankara'dan kalkmış, zoraki 50 tane minibüsçü esnafını toplamış, kendisini alkışlatıyor. Taksicinin işini çözüyorum, bakıyorum bir gün sonra Ankara'dan kalkmış, İstanbul'a gelmiş, o taksiciye kendini alkışlatıyor. Yahu kardeşim, bu millet seni Cumhurbaşkanı seçti. İstanbul belediye başkanlığını hala unutamadığını anlıyorum. Beni kıskanarak her gün hatırlıyorsun, onu da anlıyorum. Bundan vazgeç. ‘İstanbul aşkım’ diye diye İstanbul'a nasıl ihanet ettiğini, kendin açıkladın. Sana İstanbul'a bir daha ihanet etme fırsatını vermeyeceğiz kardeşim. Ben, Ekrem İmamoğlu olarak, İstanbul'u çok iyi biliyorum. İstanbul'a ilk geldiğim andan itibaren, -özel arabam olsa da olmasa da- çoğu zaman sizin vasıtalarınızla dolaştım. Pendik'ten, Tuzla’dan Beylikdüzü'ne, Silivri'ye. Günde 9-10 vesait değiştirdiğimi biliyorum. Sizin sayenizde İstanbul'u çok iyi biliyorum, siyasetin sayesinde değil. Hem İstanbul'u biliyorum hem sizin sayenizde arabalarınıza, vapurunuza, otobüsünüze bindiğimde İstanbulluları tanıdım. Hem İstanbul'u iyi biliyorum hem esnafı iyi biliyorum. Benim size sözüm; yarın öbür gün görevlerimiz biter, elimi kolumu sallaya sallaya gönül rahatlığıyla taksinize bineceğim, minibüsünüze bineceğim, otobüsünüze bineceğim. Ama o birileri binemeyecek, haberiniz olsun. Bunların tümünü yapacağız.”
“YALAN VE MONTAJ OLDUĞUNU İTİRAF ETTİKLERİ VİDEOLARLA MİLLETİMİZİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
“Biz kavga etmeye değil, sorun çözmeye geliyoruz. Milletimizden bunun için oy istiyoruz.
Bizimle hizmet ve çözüm üretme yarışına girmeyenlerin de halini görüyoruz. Ne acı veya ne yazık ki; yalan olduğunu, montaj olduğunu bizzat kendilerinin itiraf ettiği videolarla, milletimizi kandırmaya çalışıyorlar ve bizi sözüm ona karalamaya çalışıyorlar. Ne uğruna? Oy uğruna. Yalan söylemek, iftira atmak… Bir kişiye dahi hayatımda bunu yapmadım, yapmam. Bizim kitabımızda yazmaz kardeşim. Benim prensiplerimde de yazmaz. Benim inancım, böyle bir şeyi şiddetle reddeder. Bunun adı büyük günahtır. Onun için sizler, benim siyaset ve yönetim anlayışımı iyi bilirsiniz. Ben de zerre particilik, ayrımcılık yok. Bizim anlayışımız da budur, Millet İttifakı'nın anlayışı da budur. Ayrımcılık yoktur, vatandaşa saygı vardır. Vatandaşın derdiyle dertlenmeyenlerden asla olmayacağız.”
“28 MAYIS'TA, ‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK’ DİYENLERE OY VERİN”
“Milletin kaynaklarını bir avuç insan için değil, sözümüz söz, millet için kullanacağız. Makamların mevkilerin gereği de budur. 28 Mayıs, makamının gereğini yapmayanların biletini, vatandaşın kestiği gün olacak. Buna inanıyorum. Vatandaş biletini kesecek. 28 Mayıs, toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çözüm arayan 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ülkeyi, yol arkadaşlarıyla birlikte huzura kavuşturmak için yola çıktığı gün olacak. Size söz; 28 Mayıs’ta hep birlikte kavgaları bitireceğiz. Huzur ve kardeşlik devri başlayacak. 28 Mayıs'ta, hayatınızı güzelleştirecek olanlara geçit vermeyi unutmayın. 28 Mayıs'ta, ekonomiyi liyakatli insanlarla düzelteceklere geçit verin. 28 Mayıs'ta, ‘Her şey çok güzel olacak’ diyenlere oy verin. Ve bilin ki; evlatlarınızı evlatlarımız gibi, gençlerinizi gençlerimiz gibi, esnafımızı kendimiz gibi düşünen bir yönetim olacağız. Bunun sözünü veriyorum. Allah bizi mahcup etmesin. Memleketimiz için hayırlara vesile olacak bir gün olsun. Hepinizi oy kullanmaya, hakkınızı aramaya davet ediyorum.”
Yorum Yazın