Özel Halk Otobüsü Camiasının En Sevilen Ve En Etkin İsimlerinden...
Özel Halk Otobüsü Camiasının En Sevilen Ve En Etkin İsimlerinden Biri Olan İstanbul Halk Ulaşım A.Ş.'Nin Başkanı Mustafa Altuntaş Geçirdiği Ağır Hastalık Ve Mucizevi Bir Ameliyatın Ardından Görevinin Başına Döndü. Hiç Vakit Kaybetmeden Sektörün Sorunlarına El Atan Duayen Başkan Sektöre Yön Vermeye Başladı. Mustafa Altuntaş İle Yaşadığı Zor Süreci Ve Sektörün İçinden Geçtiği Sıkıntılı Dönemi Konuştuk.
Öncelikle geçirdiğiniz ameliyattan bahsedelim. Nasıl bir hastalık yaşadınız? Nasıl bir karar alma sürecinden geçtikten sonra bu çok riskli ameliyata karar verdiniz.
Beş yıldır çektiğim bir rahatsızlıktı. Tansiyondan dolayı aort damarımda yırtılma ve şişme olmuştu. Kararı zor bir ameliyattı. Çünkü ameliyat masasından sağlıklı olarak kalkma olasılığım doktor tarafından yüzde bir olarak verilmişti. Öyle ki ameliyat iyi geçse bile belden aşağısının felç olma ihtimali çok yüksekti. Son aşamada rahatsızlığımın tekrar nüksetmesiyle her şeyi göze alarak ameliyata karar verdim. 27.11.2010 tarihinde ameliyat oldum. Yaklaşık yirmi gün hastanede yattıktan sonra iki ayda İzmir'de kalarak tedavi gördüm. Şu anda eski sağlığıma tam olarak kavuşmadım ama üç dört ay sonra tam olarak eski sağlığıma kavuşacağım. Tabi karar aşaması zor oldu. Allah'ın izniyle kalktık. Önce Cenab-ı Hak'kın takdiri ardından tüm arkadaşlarımızın, sevenlerimizin, yakınlarımızın dualarıyla eski sağlığıma inşallah kavuştum diyebilirim. Bu ameliyat süremde özellikle beş şirketin yöneticilerine, başkanlarına, esnafına ve tüm İETT camiasına, Genel Müdürümüze, yardımcılarına, daire başkanlarımıza, işletme müdürlerimize, şeflerimize hepsine sonsuz teşekkürler ederim. Firmalardan da bu konuda çok geçmiş olsun telefonları aldık. Özellikle yakın dostum Mustafa Demirbaş'a çok teşekkür ederim. Yönetim kurulundaki tüm arkadaşlarıma, beni hiç yalnız bırakmadıkları için ayrıca teşekkür ederim. Ama bilhassa İstanbul Halk Ulaşım Yönetim Kurulu'ndaki Hasan Durgun, Denetim Kurulu'ndaki Mehmet Şark ve İsmail Ayhan'a sonsuz teşekkürlerimi belirtmek isterim. Ameliyat süresince bana gerçekten çok büyük yakınlık gösterdiler. Çok büyük sıkıntılarıma ortak oldular. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Başarılı geçen bir ameliyat ve tedavi sürecinin ardından İstanbul'a gelip göreve başladığınızda esnafı ve sektörü hangi sorunların içinde buldunuz?
Ameliyata karar verdiğim dönemde para sorunu, akbil ödeme sorunu asgariye inmişti. Şu anda da halk otobüslerinin akbil alacaklarıyla alakalı az sıkıntısı var. İstanbul'a döndüğümde tüm arkadaşlarımızdan, esnafımızdan ve şirket yöneticilerinden duyduğum en büyük sıkıntı İstanbul'daki mavi kart uygulaması oldu. 2006 yılında Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'ın halk otobüsçüleriyle yaptığı sözleşme gereği tam biletten 90kr, indirimli biletten 50kr alıyorduk. Döndüğümde tam biletin 60kr indirimli biletin 30kr olduğunu gördüm. Bu konuda şunu söylemek istiyorum: Bakanımız ve Belediye Başkanımızla yaptığımız toplantılarda 2006 yılında mazotun litresi 1.70 Liraydı. Şimdi ise mazotun litresi 3.48 Lira. Herşey zamlanırken bir anda 90-50kr olan ödemelerin 60-30kr olarak düşürülmesinin hangi gerekçeye dayandığını anlamış değiliz.
Bu durumda hem protokolün ihlali hem de gerçekleşen bilet zammına karşılık halk otobüsçülerinin gelirinde bir indirim var. Neden böyle bir uygulamaya gidilmiş olabilir? Uygulama sektörde ne gibi sorunlar doğuracak?
Bu durum İstanbul'da ki halk otobüsleri ve deniz otobüsleri haricinde İstanbul'un en büyük taşımacılığını yapan İETT kurumuna da çok büyük zarar vermektedir. Bunu İETT Genel Müdürü ve tüm üst kademedeki insanlar çok iyi bilmektedir. Ama siyasi bir olay olduğu için sıkıntıyı dile getiremediklerini düşünmekteyim. UKAME'nin aldığı kararı uygulatıyorlar. UKAME'de görev yapan meclis üyelerinin ne kadar taşımacılık yaptığını, ne kadar işletmecilikle alakalı olduklarını açıklamalarını beklerdik. Bu yanlışlığın bir an evvel düzeltilmesi gerekmektedir. Bununla alakalı İETT Genel Müdürümüz ve Daire Başkanlarımız bir çalışma yapmaktadır.
Büyükşehir Belediye Başkanımızın dediği gibi otobüslerimizi özürlülere uygun hale getirmek için uğraş veriyorsak, İstanbul halkı için kaliteli hizmet istiyorsak içinde bulunduğumuz şartlar ile çok zor. Bu ücretlerle yapılan taşımacılıkla kaliteli hizmet zor. Bunun bilinmesi gerek. Başkan Topbaş özel sektörle alakalı çok şeyler söylüyor. Ama uygulamalarında kendisine yakışmayan büyük hatalar yapmakta olduğunu görüyorum. Taşımacılık sektörünün sıkıntılarını taşımacıların ağzından duyarsa daha verimli olacağı kanaatindeyim. Kendine yakın ancak taşımacılıkla alakası olmayan bürokrat, kişi ve kurumların yönlendirmesiyle taşımacılık ücretlerinin belirlendiğini görüyoruz. Bunu İstanbul halkına yapılan büyük hakaret olarak kabul ediyorum.
İstanbul halkına şehriçi ulaşımda uygulanan %10'luk zam halk otobüslerine %20'lik kazanç düşüşü olarak mı yansıdı?
Burada şu var; mavi kartı 120 tl'ye satıp 200 biniş yaptırıyorsun. 60kr'a vatandaşı taşıyorum diyorsun. Oysaki mavi kart alan bir yolcu resmi rakamlarında gösterdiği gibi en fazla 130 ila 170 arası biniş yapıyor. Hiçbir yolcu 200 sefer araca binmiyor. Gerekli tespit ve düzenlemenin yapılarak otobüsçülere haklarının iade edilmesi tüm arkadaşlarımızın temennisidir.
Peki, bu uygulama kime yaradı? Halk otobüsçülerinin de hakkı olan aradaki fark nereye gidiyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir kuruluşu olan İETT en büyük kazanca sahip oldu. Özel Halk Otobüslerine bunun dönüşü kesinlikle yoktur. Taşımacıların zam öncesi ve zam sonrası ücretlendirilmesi ortaya çıkarılsın. Zammın ne kadarı halk otobüsçülerine yansıdı ortaya çıkacaktır. Esnafın ne kadar zor durumda kaldığımızı biz yöneticiler biliyoruz. Bununla alakalı şu anda ciddi çalışmalar yapıyoruz. İnşallah mavi kart uygulaması yeniden güzel bir şekle dönüştürülecek.
Sizin ameliyat ve tedavi sürecinizde İstanbul şehir içi taşımacılığı ile ilgili çok tartışılan bir takım ihaleler gerçekleştirildi. Yapılan bu ihalelerle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ben ameliyata gittikten sonra İETT özelleştirmeyle alakalı bir ihale yapmıştı. Hem çift katlılarla hem de Otobüs A.Ş. ile ilgili. Çift katlılarla ilgili ihalenin gerçekten mükemmel olduğunu söyleyebilirim. Çünkü burada en büyük kazancı İETT elde etti. İETT burada kendi otoritesini çalıştıracak. Ama 172 özel halk otobüsünün 10 yıllığına kiralanma ihalesiyle Otobüs A.Ş. bu otoriteye dahil oldu. İETT tek otoriteyken ihale sonucunda Otobüs A.Ş. siyasi bir otorite olarak belediyenin halk otobüsçülerine çıkarttığı bir yan kuruluştur. Burada en büyük zararı benim şahsi kanaatim İETT görecektir. Çünkü büyük bir otorite boşluğu doğacaktır.
Otobüs A.Ş. ihalesiyle ilgili süreç nasıl işliyor? Bu ihaleden kim daha çok etkilenecek?
Biz halk otobüsçüleri olarak Otobüs A.Ş. ile ilgili dava açtık. Bu davanın da takipçisiyiz. Ama burada şu var; siyasi otorite çok büyük yanlış yaptığını ileriki zamanlarda daha iyi görecektir. Bana göre bu bir siyasi partinin yapmış olduğu çok büyük bir yanlıştır. Bu yanlışın faturası ileride İETT kurumunun uğrayacağı büyük zararlarla ödenecektir ve Büyükşehir Belediyesi ne kadar büyük yanlış yaptığını anlayacaktır. Şu anda büyük hatayı önlemek için iptal yoluna gidilemiyor. Çünkü resmi yollardan yapılmış bir ihaledir. Ama sıkıntısı yarın öbür gün İETT'nin kendi içerisine büyük ölçüde yansıyacaktır. Bununla alakalı biz halk otobüsçüleri olarak İETT ile görüşerek bazı özel tedbirler alacağımızı esnafımıza bildirmek isterim.
Halk ulaşım esnafına iletmek istediğiniz başka mesaj var mı?
Tüm şirketler olarak özel halk otobüslerinde yolcu memnuniyetiyle ilgili gizli bir anket yaptırdık. Anketten alınan sonuca göre halk otobüsü şoför ve biletçilerinin yolcuya karşı bazı olumsuzlukları var. Araç bakımlarının, iç ve dış temizliğinin kötü olması, şoförlerimizin ve biletçilerimizin kılık kıyafet ile tıraşlarının uygun olmaması, şoför ve biletçilerimizin yolcuya hitaplarının kötü olması, argo kelimelerin kullanılması, otobüslerimizde şoför ve biletçilerimizin aşırı derecede telefon kullanması, otobüste sigara içmeleri gibi davranışlar gerçekten bize çok eksi puan getirmektedir. Dolayısıyla da yolcu portföyümüz günden güne düşmektedir. Benim tüm esnafımdan beklentim; daha iyi hitap, daha güzel taşımacılık, daha temiz ve bakımlı araç parolasıyla bundan sonraki taşımacılık hayatlarını sürdürmeleridir. Yolcular bizim velinimetimizdir. Bunu göz önünde bulundurarak yolculara en güzel şekilde davranmanızı istemekteyim. Bana hastalığım boyunca hoşgörü ile baktığınız ve beni desteklediğiniz için hepinize şükranlarımı sunar hepinize bol kazançlar temenni ederim.
Yorum Yazın