İETT bir süre önce, işletmeci kaynaklı sefer kayıplarını önlemek gayesiyle 3 gün ve daha fazla üst üste sefere çıkamayan veya SGO’nı düşük olan araçları geçici olarak rotasyondan çıkarmak ve durumunu izlemek amacıyla en az bir haftadan öncede tekrar rotasyona dahil etmeme kararını alarak uygulamaya başlamıştır.
Her şeyden önce bu uygulama fikir aşamasında iken ÖHO İşletmecilerinin görüş ve önerilerini almamıştır. Başlangıçta bu durumdaki araçların rotasyona alınıncaya kadar Filo Yönetim inisiyatifinde “YEDEK ARAÇ” olarak değerlendirileceği, yapılacak teknik muayeneden geçmesi halinde, tekrar rotasyona dahil edileceği bildirilmiş olmasına rağmen daha sonra değişikliğe gidilmiş ve yeni uygulama işletmecileri hak edişlerini eksiltmek suretiyle bir nevi cezalandırmaya dönüştürülmüştür. Uygulama başladıktan sonra yaşanan-yaşanabilecek sorunlar ve sıkıntılar çerçevesinde uygulamanın yanlışlığı, itirazlarımız, görüş ve önerilerimiz, gerek toplantılarda yüz yüze, gerekse yazılı olarak ifade edilmiştir.
Uygulamanın amacı ne olursa olsun sonuç itibariyle bu bir “kamu hizmetini durdurma” işlemidir ve bundan öncelikle yolcu ile idare daha sonra da işletmeci zarar görmektedir. Yani tarafların hepsinin zarar gördüğü çok yanlış ve gereksiz bir uygulamadır. Başka bir ifade ile Sefer kayıplarını azaltmak amacıyla yapılan uygulama idare eliyle sefer kayıplarını çoğaltan duruma gelmiştir. Ayrıca gereksiz bir iş yoğunluğu oluşmakta, araçların çalışma sıralarını kaydırdığı için yeni başlanmış olan bakım izini uygulamasını da olumsuz etkilemektedir. Her şeyden önce uygulama hangi gerekçelerle ve amaçlarla oluşturulmuş ve nasıl bir fayda amaçlanmıştır? Test sürecinde hangi olumlu veriler elde edilmiştir? Daha fazla sefer kaybedilerek sefer kayıpları nasıl önlenecektir? Bu soruların cevaplarını verilerle ifade edilemediği için haklı olarak işletmecilerin tepkisine ve itirazlarına muhatap olmuştur. İdarenin bu uygulamadaki amacı işletmecilerin gelirlerini azaltmak olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır. Ancak daha fazla sefer kaybı ile birlikte kendi gelirlerinin ve taşınan yolcu sayısını düştüğünün, hizmetin daha fazla aksadığının öngörülmediği anlaşılmaktadır.
Yanlış Örneklerin Emsal Alınması Eşitlik Değildir
Sonuç itibariyle amaç farklı olsa da bize beyan edilen gerekçe işletmeci kaynaklı sefer kayıplarıdır. Yani sefer kaybını daha fazla sefer kaybı ile önlemek istemektedirler. Peki, işletmeci sefer kayıplarının ağırlıklı nedenleri nelerdir? Önleyici ve ağır bakım, hasar onarımı ve arızalardır. Peki, bunları önlemek için neler yapılması gerekmektedir? Veya İETT kendisi belirtilen nedenlerle oluşan sefer kayıplarını nasıl önlemektedir? Her türlü bakım ve onarımı nitelikli ve zamanında yapmak sürdürülebilir işletmecilik için zorunluluktur. Aksi halde daha fazla sefer kaybedilecek ve iş durma noktasına kadar gidecektir.
Peki, idare nitelikli ve sürdürülebilir bakım ve onarım için olmazsa olmaz imkanları (Garaj, Bakım onarım tesisi, Yedek araç vb.) sağlamış mıdır? ÖTİS kapsamında bulunan Garaj tahsislerini aradan 2 yıl geçmiş olmasına rağmen yapmış mıdır? Garaj olmadan sürdürülebilir bir bakım ve onarım ile Yedek Araç kullanımı mümkün değildir. Bu İETT’nin kendi uygulamaları ile sabit bir gerçektir. Buna rağmen en çok işletmecinin canını yakan sefer kayıplarından şikayet etmek doğru ve adil olmayacaktır.
Sebepleri belli yanlış örnekleri emsal alarak bu uygulamanın genele yayılması ve bunun eşitlik olarak ifade edilmesi sefer performansı yüksek grupları mağdur etmekte ve ayrıca adaletsizliğe neden olmaktadır. Yaklaşık 1 asırdan beri kente hizmet sunan ÖHO’nde işletmeci inisiyatifi ile bir aracın özel ve istisnai durumlar hariç üst üste 5 günden fazla hizmet dışı kalması vaki değildir. Kaldı ki aracın hizmet dışı kalması, gelirlerinin düşmesi ve dolayısıyla da mağdur olması nedeniyle işletmecinin tercih veya istismar edeceği bir durum da değildir. TUHİM’e bağlı Özel Halk Otobüslerinde görülen durum çok farklıdır ve bu sorunu meri mevzuat içinde çözmek de idare takdirindedir. Bu sorunu mevzuat çerçevesinde düzeltmek gerekirken, genelleme yaparak garaj ve bakım imkanları olmadığı için, Motor, Şanzıman, Diferansiyel gibi ağır bakım ve onarımlar ile istisnaide olsa ağır hasar durumunda yedek araç imkanı da olmadığı için mevcut şartlarda mümkün olabilen en hızlı sürede aracının eksiklerini tamamlamak zorunda kalan ve SGO yüksek olan ÖHO işletmecileri mağdur edilmektedir. 1 ay çalışmayan araç doğal olarak sadece hak ediş alamaz ve hizmeti daha fazla süre aksattığı halde buna ekstra kesinti uygulanamaz iken, ay içinde 3-5 gün hizmet dışı kalan işletmeci katlamalı SGO kesintisi nedeniyle adeta cezalandırılmaktadır. Yani aracı 1 ay çalıştırmayarak hizmeti daha fazla aksatan işletmeciye hiçbir ceza uygulanamaz iken, 3-5 gün çalıştıramayan işletmeci ekstra kesintiye tabi tutulmaktadır.
Yanlış örnek esas alınarak yapılan ve sonucu itibariyle herkese zarar veren bu uygulama doğru değildir. Bu nedenle mutlaka bu işi istismar edenler ile zorunlu nedenlerle geçici süreli izin almak zorunda olanlar adalet gereği ayrılmalıdır. Kaldı ki uygulamasına yeni başlanan bakım izini önümüzdeki süreçte sefer kayıplarını önemli ölçüde azaltacaktır. Buna rağmen garaj ve yedek araç imkanı olmadığı için ağır bakım ve onarımlar nedeniyle hizmet kayıpları olabilecektir. Bu çok geniş imkanı olan İETT’de de yaşanmaktadır.
Sonucu Herkese Mutlak Zarar
Araçların sürekli aynı ve zor hatlarda çalışması da sefer kayıplarında etkendir. Bazı gruplardaki SGO’nı etkileyen hat ve güzergah zorlukları da değerlendirmede dikkate alınmalıdır. Arıza nedeniyle sefer kaybı yüksek olan gruplar ile SGO yüksek olan grupların hatları karşılaştırmalı olarak incelenmeli ve buna göre zorlukların gruplara eşit olarak dağıtılacağı şekilde düzenlemeler geliştirilmelidir. Ağır bakım ve onarımlar daha önce olduğu gibi yine İETT tarafından kontrol altına alınmalıdır. Bu uygulama ayrıca bakım ve onarımların nitelikli yapılması noktasında baskı oluşturacağı için yetersiz bakım ve onarımları eksik ve niteliksiz bırakabilecektir. Bu husus da gözden kaçırılmamalıdır.
Belirtilen nedenlerle araçların rotasyon dışına alınarak daha fazla sefer kaybına neden olunması anlaşılabilir doğru bir uygulama değildir. Ayrıca uygulamanın ÖTİS ile birlikte yapılması amacın sefer kayıplarını azaltmak olmadığını da ortaya koymaktadır. İdareler hatalı kararlar alabilirler. Ancak sonucu herkesin mutlak zararına olan bir yanlışı sürdürmek daha büyük bir yanlıştır.
Garajları oluşturalım, bu garajlar içinde bakım, onarım ve yedek araç imkanı sağlayalım bu takdirde sefer kayıpları en aza inecektir. Eğer ki gerçekten sefer kayıplarını önlemek amaç ise çözümü de budur. Herkesi zarara uğratan ve rahatsız eden, ilişkileri ve güveni bozan bir yanlışı sürdürmenin anlamı ve gereği yoktur.
Milletimize ve sektörümüze hayırlı bayramlar diliyorum. Sektör emekçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü, 19 Mayıs Aatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını tebrik ediyor, geleceğimiz olan gençlerimiz daima üstün başarılar diliyorum. Mayıs ayı yaz mevsimine geçiş için son adım. Ekonomik sorunların, pandeminin savaşların tamamen bittiği bir yaz mevsimi temenni ediyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın