Evi olmadığı için sokakta, parkta, kısaca dışarıda hayatını sürdüren insanlar için evsiz veya namekan insan tabirini kullanmaktayız. Görev dışında gidecek ve barınacak, başını sokacak yerleri (GARAJ) olmadığı için, yakıtları, aküleri çalınan, zaman, zaman kaçırılan, zarar verilen güvenlikten yoksun Özel Halk Otobüsleri için de ben EVSİZ OTOBÜSLER tabirini kullanmaktayım.
Evsiz Otobüsler İstanbul gibi Dünyanın göz bebeği olan kutsal bir Kent’e hiç mi hiç yakışmamaktadır. Bu devirde 12 metre uzunluktaki veya 2 katlı bir otobüsün cadde kenarında bariyer gibi durmasını anlayabilmek asla mümkün olamamaktadır. Hele, hele bu araçların İBB unsuru olarak kente kamu hizmeti yaptığını göz önünde bulundurduğumuzda yanlışlık daha da vahim hale gelmektedir. Bir çok yerde iş yeri sahipleri ve apartmanlarda ikamet edenler rahatsız oldukları için park eden otobüsleri şikayet etmektedirler. Veya “İş yerimin güvenliğini tehlikeye düşürüyor, Lütfen ne olur aracı buradan alın” diye talepte bulunuyor.
Özel Halk Otobüslerinin gece dışarıya park edilmesinin bariz yanlışlığını kabil edebilecek kimse çıkmaz sanırım. Bu nedenledir ki ÖTİS oluşturma çalışmaları kapsamına “GARAJ TAHSİSİ” acil koduyla alınmış ve tartışmasız da mutabakat sağlanarak Meclis Kararına da geçirilmiştir. Ancak aradan yaklaşık 2 yıl geçmiş olmasına rağmen kayda değer bir mesafe alınamamıştır.
Hep ifade ettiğim bir şey var. Biz akşam evimize hangi gerekçelerle ve hangi ihtiyaçlarımızı karşılamak için gitmemiz gerekiyor ise Otobüsler için de evleri olan GARAJLAR aynı gerekçelerle olmazsa olmaz ihtiyaçtır.
Garajlar Otobüslerin sadece güvenliklerini sağlamamakta, nitelikli bakım ve onarım neticesinde sefer kayıplarının en aza indirilmesinde temel nedeni oluşturmaktadır. Yine Yedek Araç sisteminin yönetimi ve sağlıklı işlemesi için Garajlar şarttır.
Mevcut durumda Özel Halk otobüsleri bakım ve onarımlarını garanti kapsamından sonra özel servis veya atölyelerde yaptırmaktadırlar. Nitelikle bir bakım ve onarım için bu asla sürdürülebilir bir durum değildir. Bakım ve onarım süreleri gereksiz olarak uzamakta bu ise sefer kayıplarını daha da çoğaltmaktadır. Bakım ve onarım açısından yapılan operasyon da nitelikli olmadığı için arıza sayıları da çoğalmaktadır. Garajların olmaması genel temizliklerin daha iyi yapılmasını ve ekonomik şartlarda yakıt teminini de engellemektedir.
Sektörün en önemli sorunu bana göre GARAJ’dır. Garaj olmaması halinde bakım, onarım ve yedek araç işleri yönetilemez. Bu açıdan işletmeceler açısından mutlak ihtiyaç olması, idare açısından da kente yakışmayan dışarıya park’ın önlenmesi ve hizmet kayıplarının en aza indirilmesi için ilk etapta her Şirkete 1 adet olmak üzere Garaj tahsisi yapılması gerekmektedir. Garajlar tahsis edildiğinde sefer gerçekleşme oranı %98’in altına inmeyecektir.
Milletimize ve sektöre hayırlı ve bereketli bir Mayıs ayı diliyorum. Sorunları kentin ihtiyacı olarak gördüğümüzde daha rahat ve hızlı çözebiliriz. Bu noktada bir anlayış değişikliğine ihtiyaç var. Kamu hizmetini merkeze koyduğumuzda bakış açıları değişecek ve asgari müşterek bulunacaktır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın