Yolculuk gelirlerimiz sürekli düşüyor. Bilindiği üzere, 8/1/2002 tarih ve 4736 sayılı Kanunla (Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun) sosyal devlet olmanın ve toplumsal dayanışmanın bir gereği olarak şehir içi toplu taşıma hizmetlerinden bazı vatandaşlarımızın ücretsiz yararlandırılmasını öngörmüş, daha sonra 2013 yılında bu kapsam genişletilerek 65 yaş üzeri vatandaşlar da bu kapsama dâhil edilmiştir.
Anılan Kanun şehir içi toplu taşıma işiyle uğraşan kamu işletmelerine yüklediği sorumlulukların aynısını, Özel kesim işletmesi olması, piyasa şartlarına göre faaliyet göstererek kar amacı gütmesine rağmen, özel halk otobüsü işletmelerine de yüklemiş bulunmaktadır. Devletimiz bu suretle, sosyal devlet olmanın gerektirdiği bazı sosyal transfer ve maliyetlerin bir kısmını Özel Halk Otobüsü işletmecilerinin sırtına yüklemiş olmaktadır. Bu kapsamda Özel Halk Otobüslerince yapılan yolcu taşımacılığında önemli sayıda yolcu ya indirimli ya da ücretsiz olarak taşınmaktadır. Kanun gereği ücretsiz taşınan yolcular şunlardır:
- Vazife malulü sayılarak aylık bağlananların kendileri, eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları;
- Harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenler ile vazife malulü sayılarak aylık bağlananlardan, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin kendileri ile eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış çocukları, anne ve babaları;
- Harp veya vazife malulü sayılacak şekilde hayatını kaybedenlerin ya da aynı kapsamda aylık almaktayken hayatını kaybedenlerin eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları;
- Engelliler için sağlık kurulu raporuyla yüzde 40 ve üzerinde engelli olduğunu belgeleyen Türk vatandaşlarının kendileri, ağır engellilerin kendileri ile birlikte birden fazla olmamak üzere birlikte yolculuk ettikleri refakatçileri,
- Yetim aylığı alan ve ücretsiz seyahat hakkı bulunanlar.
- Türk vatandaşı olan altmış beş yaş ve üzeri kişiler,
Ayrıca mevzuat belediyeleri,meclis kararı İTK veya UKOME kararları ilebelediyeler tarafından kurulan şirketlere, birliklere, müessese ve işletmelere, altmış ila altmış beş yaş arasında bulunan kişilerle öğrenci ve basın kimlik kartı sahipleri ve benzeri, sosyal kesimleri toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlanması kararlarını alabilmek konusunda yetkili kılmıştır. Belediyeler ise bu yetkiyi, bu taşımacılığın kapsamını sosyal kesimlerin memnuniyetini arttırmak adına sürekli olarak taşımacı aleyhine geniş olarak kullanmayı tercih etmektedir.
Ayrıca metropollerde mesafelerin uzak olması sebebiyle belediyelerin uyguladığı abonman ve aktarma sistemleri de yolculuk gelirlerinin düşmesinin bir diğer sebebini oluşturuyor. Saydığımız bu sebepler sonucunda İstanbul’da merkezde çalışan dört ÖHO şirketinin Belbim’den alınan verilerine göre taşınan yolcuların sadece yüzde 41,5 tam geçiş bedeli yani 2,60 TL den taşınmakta, yüzde 13 tamamen ücretsiz ve geri kalan yüzde 45,5 yolculuk indirimli olarak yapılmaktadır.
İndirimler Çok Yüksek
Her tarife güncelleme döneminde sosyal kesimlerin kurduğu baskılar sonucunda bu indirim oranları sürekli yükselme eğilimindedir. Bunun neticesinde örneğin öğrencinin üçüncü ve daha sonraki aktarmaları 0,45 TL den ücretlendirilmekte ve oran olarak indirim yüzde 83'e ulaşmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken konu bu indirimlerin dünya standartlarının çok çok üstünde olmasıdır. Şunu da belirtelim ki dünya örneklerinde öğrenci indirimi yüzde 25-35 seviyelerindedir.
Belbim verileri ile yapılan hesaplamalara göre sadece ücretsiz taşımacılığın maliyeti İstanbul’da ÖHO başına 7300 TL’dir. Ücretsiz taşımanın karşılığı olarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten İBB aracılığıyla otobüs başına her ay 1.330 lira gelir desteği ödemesi yapılmakta ise de bu tutar mahrum kaldığımız gelirin çok altındadır.
2011 yılında İstanbul’da biletçilerin kaldırılması ile Özel Halk Otobüslerinin geliri yüzde yüz kayıt altına alınmış ve bu durum esnafımızı ağır bir vergi yükü ve ekonomik gerçeklerle karşı karşıya bırakmıştır. Uzun zamandır özellikle KDV konusunda yapılan girişimler Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından haklı görülmüş ve 1 Haziran 2018 tarihinde Özel Halk Otobüsçüleri ile İstanbul Yenikapı’da tertip edilen iftar organizasyonunda KDV’nin yüzde 1,5 olarak ödeneceği, ayrıca gelir vergisi için de gerekli talimatların verileceği müjdesi ÖHO esnafına Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat verilmiştir.
Hasılattan Gidere Pay Eklenebilir
Maliye bakanlığı ile yapılan görüşmelerde çözüm olarak ÖHO sektörünün, 29/3/2018 tarihli ve KDV kanununda değişiklik yapan 7104 sayılı kanunun 12 maddesinde düzenlenmiş olan hasılat esaslı vergilendirme kapsamına dâhil edildiği ve oran olarak da yüzde 1,5 ile vergilendirilmesinin uygun görüldüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca ilgili tebliğin hazırlandığı ve kararnamenin imzalanması ile uygulamanın 2019 yılında başlayacağı bilgisi alınmıştır. Bu düzenlemeye göre Hasılat Esaslı Vergilendirme sistemine girmek mükellefin tercihine bırakılmıştır. Sisteme giren mükellef en az iki yıl bu sistemde kalmak zorundadır.
Her ne kadar elektronik ücret toplama sistemine geçmemiş gruplar tarafından önemi anlaşılmamış olsa da bu gelişme ÖHO esnafı üzerindeki vergi yükünü azaltması bakımından önemlidir. Para kazanamayan ÖHO esnafı, personel, SGK, MTV, Kasko ve Trafik sigortası vb. KDV si olmayan giderleri sebebiyle her ay yüklü miktarda KDV ödemek veya bundan kaçınmak amacı ile daha ileride denetime girmesi durumunda başını belaya sokmak bahasına farklı ve yanlış yollara başvurmak zorunda kalıyordu.
Yeni uygulamanın KDV sorunumuzu çözeceği açıkça ortadadır. Fakat bu sefer gelir vergisi problemimiz baş gösterecektir. TÖHOB tarafından Maliye Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde Gelir Vergisinin de yüzde 1,5 olması talep edilmiştir. Bu talebimizin yerine getirilmesi ÖHO esnafının gelir vergisi sorununu çözer. Ancak Temel vergilendirme sistemine, vergi mevzuatına veya anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olması bahane edilerek reddedilmesi durumunda, sektör olarak, diğer benzer sektörlerden farkımız olan ve yukarıda detaylı olarak ele aldığımız ücretsiz ve indirimli taşımacılıklar karşılığında hasılatımızın yüzde 20-25 gibi bir oranını doğrudan gidere atma hakkı talep edilebilir. Bunun gelir vergisi madde 40’ta örneği vardır, bu maddede ihracatçılara hasılatın belli bir oranının direk gidere atılma hakkı tanınmıştır. Bir fıkra eklenmesi ile bu hak ÖHO sektörüne de tanınabilir ki diğer hiçbir sektör, kanun zoru ile ücretsiz veya indirimli mal ve hizmet sağlamak zorunda olmadığı için bunu talep edemeyeceği için Maliye Bakanlığı da zor durumda kalmaz.
2019 yılının Ülkemize, milletimize ve ÖHO esnafına hayırlı olmasını dilerim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın