Zaten dinamik olan sektörümüzde, gündemde olan konularda son durumu aşağıda sırasıyla ifade edeceğim. Ancak geçen hafta içinde 30 Kasım Dünya Şoförler gününü kutladık. Yine geçen hatta yine Engelliler Haftası idi. Bunları hatırlatmalıyım.
Her kişi engelli adayıdır. Empati yaparak Engelli kardeşlerimin haftasını kutluyor, engelli kardeşlerimizi bir hafta değil her gün ve her an hatırlamamız gerektiğini ifade ediyorum. Engelli kardeşlerimizin kent içi toplu taşımayı kullanmalarında istisnai durumlar hariç, her hangi bir sorun yaşanmaması ve gerek şoförlerimizin, gerekse vatandaşlarımızın bu konudaki duyarlılıkları hem iyi örnektir hem de takdire şayandır. Erişim konusundaki eksiklerin giderilerek gerekli fiziki düzenlemelerin yapılması olanlarında daha konforlu hale getirilmesi halinde İstanbul herkes için örnek bir kent haline gelecektir. Engelli kardeşlerime Allah tan şifalar ve kolaylıklar, sağlık, mutluluk ve huzur içinde hayat sürmelerini diliyorum.
Şoförlerimiz
Emekçi şoför kardeşlerimizin Dünya Şoförler Gününü bir defa daha kutluyor, kazasız, belasız, sağlıklı ve mutlu çalışmalar diliyorum.
Şoförlerimiz, kent içi toplu taşıma hizmetinin vatandaşlarımıza düzenli, kaliteli, vaktinde ulaştırılmasında kilit görev üstlenmiş olan sektörün temel taşlarıdır.
Kentlerin sorunları arttıkça şoförlerimizin de iş yükleri, sorumlulukları da artmaktadır. İstanbul özelinde bu zor şartları şoförlerimiz daha yoğun bir şekilde hissetmektedirler. Her geçen gün artan yol ve trafik sorunu, insanlarımızı vaktinde gidecekleri yere götürme baskısı, idaresinde bulunan araçla birlikte binen ve inen yolcuları, yayaları, trafikteki diğer araçları aynı anda kontrol etmek, takip etmek, yönetmek, çok sık sorulan sorulara cevap vermek mecburiyeti şoförlerimizin yaşadıkları temel zorluklardır.
Bu nedenledir ki kaza riski ve bu zor çalışma şartları “Kent İçi Toplu Taşıma Şoförlüğünü” Dünyanın en zor mesleklerinden birisi haline getirmektedir. Hem özel işletmeciler, hem de hizmet alan yolcularımız olarak şoförlerimize saygı duyuyoruz ve minnet borcumuz vardır. Şoförlerimiz birer kent kahramanlarıdır. Gece en geç evine dönen, sabah en erken evinden çıkan şoförlerimizin zorluklarını biliyor, fedakarlıklarını da hep takdir ediyoruz.
Her mesleğin kendine göre elbette fiziki ve psikolojik zorlukları vardır. Bu durum aslında karşılıklı empati yapmamızı zorunlu kılıyor. Ben dedikçe sorunları büyütüyor, haksızlığa ve mağduriyete neden olabiliyor, biz dedikçe ise sorunları çözüyor ve hayatı daha yaşanabilir hale getiriyoruz. Bu nedenle işletmeci, idareci, yolcu ve şoförler olarak biz diyerek, biri birimizi çok iyi anlamamız lazımdır. Ki bu takdirde sorunlarımız en aza inecek ve daha huzurlu olacağız.
Şoför kardeşlerime, gösterdikleri yüksek performans ve fedakarlıklar nedeniyle tüm sektör adına bir defa daha teşekkür ediyorum. Kent içi toplu taşıma faaliyetini İstanbul şartlarında icra etmenin zorluklarını içlerindeki kişiler olarak çok iyi anlıyoruz. Ancak bu hizmeti daha nitelikli ve sorunsuz insanımıza oluşturmak için bazı hatırlatmalarda da bulunmam gerekiyor. Elbette insanız ve hata yapacağız. Fakat şoförlerimizin hareket halinde iken yapacağı hataların bedeli çok yüksek oluyor. Bu nedenle her an dikkatli olmamız, direksiyon başında kesinlikle telefon ile konuşmamamız, seferlerimizi mutlaka vaktinde ve sefer aralıklarına uyarak aksatmadan, durakları sabırla ve doğru kullanarak yapmamız gerekiyor. Arkadaşlarımdan, Çift Katlı Kazasını hatırlatarak direksiyon başında telefon ile konuşmamaları veya uğraşmamaları, duraklara ve seferlere kuralar çerçevesinde uymaları için özel olarak istirhamda bulunuyorum. Çünkü yapacağımız bir hatanın telafisi mümkün olamıyor veya bedeli ağır oluyor.
ÖTİS Çalışmaları
Bilindiği üzere ÖTİS uygulaması ile alakalı olarak 1 yılı tamamladık. Şirketlerin ayrı, ayrı İBB adına İETT ile yaptıkları sözleşmenin süresi de Kasım ayının sonu itibariyle nihayetlendi. Uygulama safhasında ortaya çıkan ihtiyaçlar, görülen eksikler nedeniyle, ÖHO İşletmecilerini temsil eden Şirketler olarak Eylül ayı içinde gerek İETT, gerekse İBB’ye yazılı tebligatta bulunarak mevcut sözleşmedeki otomatik yenileme hükmünün işletilmemesini ve anlaşma olması halinde yeni bir Sözleşme ile devam etmek isteğimizi ilettik.
Sözleşme Görüşmeleri Ve Gelişmeler
İBB adına İETT’ninde talepleri olduğundan yeni bir sözleşme için Ekim ayından başlayarak seri oturumlar yaptık. Sistemle ilgili olarak Teknik anlamda aramızda çok büyük bir görüş farkı olmadığı için Meclis Kararları ve aramızdaki mutabakat çerçevesinde çok ciddi anlaşmazlık yaşamadan mesafe aldık. Ancak sabit maliyetlerin güncellenmesinde uygulanacak kriterlerin tespitinde ve kar payının uygulanması konusunda mutabakat sağlayamadık. Sözleşme imzalanmadan önce çözümlenmesi gereken sorunları ve taleplerimizi belirleyerek İBB’ne ilettik.
Bu konular;
- KAR PAYI: Bilindiği üzere İBB Meclisi kararında Kar Payının miktarı Sabit Maliyetlerin toplamının %50’si olarak belirlenmiş ise de pandemi nedeniyle 01.07.2021 tarihine kadar kademeli geçiş (1. 6 ay 6 bin, 2. 6 ay 9 bin TL) öngörülmüş ve yine bu tarihte mevcut duruma göre konunun tekrar değerlendirileceği imza altına alınmıştı. Aradan yaklaşık 6 ay geçmiş olmasına rağmen konu tekrar görüşülemedi ve normale geçilemedi. Sözleşme görüşmelerinde sektör olarak Pandemide normale geçilmiş olması nedeniyle İBB Meclisi Kararı gereğince Kar payının 01.07.2021 tarihinden itibaren Sabit Maliyetlerin %50’si olarak uygulanmasını ve geriye dönük olarak farkların hesaplanarak ödenmesini talep ettik.
- ARAÇ YENİLEME BEDELİ (AMORTİSMAN): Araç yenileme bedelinin sistem oluşturulur iken yapıldığı gibi Otobüs üreticisi firmaların 0-1 yaşındaki aracın bireysel satış ortalaması (Firmalardan teklif alınarak) esas alınarak belirlenmesini, aksi takdirde araçların değiştirilmesiyle ilgili olarak çok ciddi sıkıntı yaşanacağını, bunun ise sisteme ve hizmete olumsuz etki edeceğini hatta işin sürdürülemez noktaya varacağını ifade ettik.
- ŞİRKETLER VE KOOPERATİF KONUSU: Sistemin oluşturulmasına dair 906 sayılı Meclis Kararın da İşletmeci temsilcisi olarak ÖHO Yönergesinde belirtilen şartları taşıyan Şirketler olarak karar altına alınmıştı. Ancak daha sonra 01.01.2021 tarihinden geçerli olacak Maliyet Güncellemesi ile alakalı 549 sayılı Meclis Kararında Kooperatif olma şartı getirildi. Biz buna o tarihte de itiraz ederek geçici de olsa düzeltmeye çalıştık. Sözleşme görüşmelerinde Kooperatif olmayacağımızı ve Şirket olarak devam edeceğimizi, bunun düzeltilmemesi halinde Sözleşme yenilemeyeceğimizi ifade ettik.
- MALİYET GÜNCELLEMESİ KRİTERLERİ: Sabit Maliyet güncellemesinde kalem bazında farklı kriterler uygulanması zorunluluktur. Örneğin MTV’yi, TÜVTÜRK. Sigorta artış oranlarını zaten Devletimizin ilgili birimleri belirliyor ve açıklıyorlar. Bu konular Araç Yenileme Bedeli dışındaki diğer kalemlerde TUİK’in TÜFE endeksi değil, TUİK Yİ-ÜFE Fiyat Farkları endeksinin kullanılmasını talep ediyoruz.
- VERGİ MALİYETİ: Meclis kararına göre vergi maliyetinin yasal oranlara göre ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Biz GV, KDV ile birlikte Damga Vergisinin de maliyet olarak ödenmesi gerektiğini talep ediyoruz.
- AVANS ÖDEMESİ: Şu anda her araca 1. Taksit olarak 20 bin TL fiks avans ödeniyor. Bu rakam araç kapasitesi gözetilmeden fiks ödendiği için yeterli olmuyordu. Bunun yerine her araca topladığı akbil hasılatının BELBİM tarafından direkt avans, ÖTİS’e göre almamız gereken aylık hak ediş ile akbil hasılatı arasındaki farkında 2. Hak ediş olarak ödenmesini talep ediyoruz.
- BİRİKMİŞ ALACAKLAR: Sözleşme imzalanmadan birikmiş hak edişlerimizin bir defa da ödenmesini veya bir mutabakat sağlanarak kısa zaman içinde bitirilmesini, hak edişlerin ödenmesinde bir daha gecikme olmaması için mali planlamanın ona göre yapılmasını talep ettik.
- Sözleşme imzalanmaması ihtimaline karşın araçlara hiçbir cihaz takılmamasını da istedik.
Bu taleplerimiz ve görüşlerimiz çerçevesinde geçen hafta İBB Genel Sekreterimiz Cayın Can Akın ÇÇALAR başkanlığında bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda da yukarıda belirttiğim taleplerimizi gerekçeleri ile birlikte bir defa daha ifade ettik. Uzun bir görüşmeden sonra İBB tarafı üzerinde 1 hafta çalışıp tekrar görüşmek talebinde bulundular. Şimdi o toplantıyı bekliyoruz.
Hep ifade ediyorum. ÖTİS yeni bir sistem. Pandemiye denk geldi. Doğal olarak bir kısım eksiklik, aksaklık, gecikme, sıkıntı ve anlaşmazlıkların olması normaldir. Ancak şu da bir gerçek ki ÖTİS artık İstanbul sınırlarını aştı ve ülke genelinde örnek alınır hale geldi. ÖTİS, Kent, yolcu, idare ve işletmecinin ortak ihtiyacıdır. Sağlık bir kent ve toplu ulaşım açısından bu sisteme bizden daha çok idarenin ihtiyacı var ve sürdürmekte onlarıninisiyatifinde.
Her gün veya her Sözleşme safhasında sistemin olmazsa olmaz ihtiyaçlarını artık konuşmak istemiyoruz. Bunları bir defada çözelim ve ilerleyen zaman içinde oluşabilecek ihtiyaçlarla uğraşalım, bunlara odaklanalım istiyoruz.
Mutabakat sağladığımız konuların hızlı çözülmemesi veya çözümün uzaması güvensizliğe neden oluyor ve zamanımızı alıyor. ÖTİS artık ihtiyaç mı, değil mi? safhasını çoktan geçti ve neler eksik kaldı safhasına geldi. İstiyoruz ki artık işimize odaklanalım, sistemin verimli işlemesine engel olan hususlar var ise o konularda idareyle birlikte ortak çözümler geliştirelim. Vatandaşımızın daha fazla memnun olmasını sağlayalım. Kendi eksiklerimiz var ise onları düzeltelim. Mesela Sistemin ana dinamiklerinden ve olmazsa olmaz Garajlar sorunumuz var. Garajların olmaması işletme maliyetlerini ve bakım onarım maliyetlerini artırıyor ve hizmet kaybının gerektiğinden fazla gerçekleşmesine neden oluyor. Bunları konuşalım, çare bulalım istiyoruz. Yine doğru bir işletme planlaması ile çok ciddi miktarda maliyetlerden tasarruf edeceğiz. Bu konuda görüşlerimiz ve önerilerimiz var. Bunları idare ile paylaşmak istiyoruz.
Yöneticilerin kim olduğundan bağımsız olarak söylüyorum. ÖHO temsilcileri şimdiye dek kent içi toplu ulaşımda çok örnek bir tavır ve idareyle iş birliği göstermiş, hep kentlinin yanında yer almışlardır. İşletme performanslarına bakıldığında Garaj olmamasına ve bireysel işletmeciliğe rağmen çok yüksek bir gerçekleşme görüyoruz. Bu özel işletmecilerin işlerine ve kentlerine sahip çıktıklarının açık göstergesidir ve Dünyaya örnektir.
Sözleşme görüşmelerinde yukarıda belirttiğimiz hususlar yeni bir talep değil mutabakatımızda yer alan hususlardır. Yani ekstra bir talebimiz bulunmamaktadır. Bununla birlikte andemi döneminde katlandığımız fedakarlıkta herkesçe iyi bilinmektedir. Kısaca amacımız bağcı dövmek değil üzüm yemektir. İBB Yöneticilerimizin bizi anladıklarına ve sorunu çözeceklerine inanıyorum. Umutsuzluğa mahal yoktur. Anlaşmazlıklar ve sorunlar her zaman olabilir. Neticede kamu hizmeti olduğu için doğru ve uygun çözüm bulunacaktır.
Herkese iyi ve hayırlı bir Aralık ayı temenni ediyorum
Facebook Yorum
Yorum Yazın