Değerli İstanbul Özel Halk Otobüsü esnafı ve değerli meslektaşlarımız artık diyoruz ki, benimle aynı görüşte olan arkadaşlarla birlikte yaptığımız çalışmalarda İstanbul Özel Halk Otobüsü yönetim şemasında değişim zamanı gelmiştir. Neden bunu söylüyorum derseniz, 2020 Aralık’tan bu yana İstanbul özel halk otobüsleri artık ÖTİS dahilinde çalışmaktadır. Artık bölgecilik bitti ve şu anda artık bu sistematik, profesyonel ve kurumsal bir yapıya geçmenin zamanı geldi.
Evet arkadaşlar, proje nasıl olacak? İşte kısa kısa onlara açıklık getireceğim, inşallah camiamıza, esnafımıza hayırlı vesile olur. İstanbul’da ortalama 3.041 adet özel halk otobüsü var ve bu 3.041 tane özel halk otobüsüne istinaden İstanbul’da 5 tane şirket, 3 tane kooperatif ve 2 tane de çift katlı yönetimi var. Değerli arkadaşlar, Avrupa Yakası’nda 3 tane şirkete artık şirket değil de, İstanbul Avrupa Yakası Özel Halk Otobüsü Şubesi olarak yapalım.
Peki bunu yaparken ne oluyor? Bu 3 tane şirketleri şube adı altında bir binada topluyorum ve kendi tüzüğünde değişikliğe gidiyoruz. Bunlar yine bağımsız şirketler olarak varlığını koruyacak. Fakat aynı binada tek çatı altında ortaklaşa çalışacaklar. Fakat yönetim kurullarını 5 kişi ile sınırlandıralım. Yine genel kurulları olsun ve kendi yönetimlerini seçsinler. Yani İstanbul Halk Ulaşım’da 5 kişi, Yeni İstanbul’da 5 kişi, Mavi Marmara’da 5 kişi. Toplamda Avrupa yakasına 15 yönetici seçmiş oluruz. Aynı şekilde Anadolu yakası da planlansın. Ayrıca kooperatifler de tek çatı altında kendi birleşimlerini sağlasınlar.
Çok Başlılığı Bitirelim
Şuan sektörümüzde çok başlılık var. 10 başkan, 150 yönetici ile ne bir karar alınır ne de doğru bir işe imza atılır. Bu değişim ile başkan ve yönetici sayısında çok önemli bir düşüş sağlanır. Karar alma hızımız çok kolaylaşacaktır. Yani Kooperatiflerin tek çatıda, halk otobüslerinin de Anadolu ve Avrupa olarak birleşmiş olması ile bu yönetimlerin Esnaf Odası’nın liderliğinde çok daha aktif olması sağlanır.
Örneğin ÖTİS’e geçerken İstanbul Halk Ulaşım olarak biz imzaya gitmedik. Ama diğer şirketler koşa koşa gitti. Sonuçta da bugünkü sıkıntıları yaşıyoruz. Tabi olan oldu artık bundan sonrasına bakmamız lazım. Biz bu dönüşümü sağlarsak gelecek çalışmalarda daha aktif olabiliriz. Toplanan aidatları yarı yarıya düşürebiliriz. Oluşacak bütçe ile çok daha önemli işler yapılabilir. Daha az insan ile daha doğru iletişim kurulabilir. Oysa bugün yönetim kurulları bir araya geldiğinde konferans salonuna sığmıyoruz.
Yeni Birimler İnşa Edelim
Şirketleri şubeler gibi aynı binalara taşıyalım. Birimlerimiz ortak çalışmalar yapsın. Yöneticilerimiz bu sayede hep istişare halinde olsun. Teknik ekiplerimizi kuralım ve daha yoğun bir çalışma süreci başlatalım. Örneğin bünyemize mini filo birimi kuralım. İETT’de olduğu gibi tüm araçlarımızı anlık takip edelim. Sorunlara anında müdahale imkanı kazanalım. Araçların anlık çalışma bilgilerine erişelim. Kaza, arıza gibi durumlarda anlık müdahale imkanı kazanalım. Filomuzu en aktif ve verimli şekilde yönetelim bu filo birimi sayesinde.
Bu bize sefer kayıplarından kaynaklı maliyeti bitirecektir. Aylık hakedişlerimiz artacaktır. Şuan yanlışlardan kaynaklı bile çok parasal zararımız var. Oysa bu konuya tam hakim olsak kayıplarımız giderilmiş olacaktır. Gözden kaçan her ay sefer kayıpları var. Bunlar esnafın kaybı demek.
Aynı zamanda bize güçlü bir hukuk birimi lazım. Alanında uzman en az iki avukat ile çalışmalıyız. Bu avukatlarımız, kaza durumlarında esnafın hak ve menfaatlerini güvence altına almalıdır. Yine İETT’nin düzenlediği rapor ve cezalar konusunda da aktif rol almalılar. Haklı olduğumuz konularda üstüne gidilmelidir. Ayrıca bizim hakedişlerimizin tahsili noktasında da sıkıntı var. Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarımız halen alınmadı. Oysa iş yapılmış ve fatura kesilmiş. Türk Ticaret Kanunu bu konuda hangi haklar bize sunuyorsa avukatlarımız bu konuda işlerini yapmalılar. Gerekirse 200.000-300.000 maaş verelim ama esnafın hakkını alalım.
Bizim artık alanında uzman bu gibi isimler ile yeni birimler kurmalıyız. Profesyonel bir yönetim süreci başlatmalıyız. Kimse umutsuzluğa düşmesin benim bu dediklerimi yaparsak sektör ayağa kalkar. Yaşadıklarımız çözülmeyecek sorunlar değildir. Yeter ki değişim yapalım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın