TIKLA OKU>> HALK ULAŞIM DERGİSİ EKİM 2023
Otobüsler insan taşıyor ve taksi gibi 1-2 kişi değil. Bu araçların bakımı ve yenilemesi hayati bir sorumluluk. Burada yapılacak bir ihmal insan hayatına mal olur. O sebeple hükümet veya Büyükşehir bu araçlar için hiçbir maliyeti pahalı görmemeli. Esnafın hakkı ne ise verilmeli ki çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, yaşlılarımız kısacası bu halk güvenle ve huzurla konforlu bir şekilde seyahat etsin.
İETT Genel Müdürlüğü’nde önemli değişimler oldu. Yıllardır mesai yaptığımız İrfan Demet Genel Müdür Yardımcılığından Genel Müdürlüğe geldi. Sektörümüz ve sorunlarımızı bilen, birlikte önemli çalışmalara imza attığımız bir isim. Kurum içerisinden sağlanan bu atama bizim için de olumlu his uyandırdı. Diğer atamalarda hep sektörü bilen işine vakıf isimler oldu. Ataması gerçekleşen tüm yöneticilere hayırlı bir yönetim süreci dilerim. Birlikte sektör adına başarılı işlere imza atmak isteriz.
Basın Açıklamasına İBB’de Katılsaydı
Biz bir basın açıklaması yaptık. Bu basın açıklaması sektörün ortak kararı olarak düzenlendi. Belki eksikleri vardı, zamanlaması doğru değildi denilebilir. Lakin sektörün de dayanacak gücü kalmamıştı. Ekrem İmamoğlu’nun adaylık açıkladığı döneme denk gelmesi biraz talihsizlik oldu. Ancak vergiler ve maliyet artışları ile alınamayan ödemeler yüzünden haklı bir serzenişti.
Basın açıklamamızda eksik ifadeler vardı sanırım. Örneğin bu işin tek sorumlusu İBB değil. Yaşanan enflasyon ile maliyetlerimiz katlanıyor. Bu konuda hükümetten de beklentilerimiz var. Akaryakıtın bu denli artışı da aslında ödemelerde aksama yaşattı. Ancak bizim öncelikli muhatabımız İBB olduğundan onun kapısını çaldık. Onun adıma yaptığımız toplu taşıma işinden zarar etme durumuna düştüğümüz için destek talep ettik. Bu sebeple tepkinin muhatabı biz olmamalıyız. Keşke İBB ile beraber basın açıklaması yapsak. Gelseler onlar da sorunu dile getirse. Yani bu maliyet artışları onları bir çıkmaza sokuyor ve bize bu sebeple ödeme yapılamıyorsa sorunun asıl muhatabına onlar da aktarabilir. Ama biz yakıt alamaz duruma geldik diye bize tepki göstermek doğru olmaz.
Bu sisteme İstanbul Büyükşehir Belediyesi çok emek verdi. Büyük bedeller de ödedi. Tüm araçlarımız boyandı, kamera ve uydu sistemleri yenilendi. Pandemi döneminden bu yana çok büyük destek ödemeleri sağlandı. Sadece İstanbul için değil tüm şehirlere örnek bir model inşa edildi. Böyle bir sistem keşke hükümet tarafından planlansa ve tüm şehirlere uygulansa. Biz sistemin ana fikrine tam olarak katılıyoruz. Bu sistem çalışma barışı ve huzurlu bir taşımacılık imkanı sağlar. Vatandaşın memnun ve her yere ulaşabilir olmasını sağlar. Verimli-verimsiz hat kavgası biter. Taşımacı emeği karşılığında alacağını bilir.
ÖTİS’i yaratıp sonra da bu çok maliyetliymiş demek doğru olmaz. Elbet her emeğin bir maliyeti olacak. Bir başarı var ortada. Bugün İBB ulaşım üzerinden en çok eleştiriyi alıyorsa bu bile başarının göstergesidir. İnsan en başarılı olduğu alandan eleştirilir. Bunun da bir maliyeti elbet olacak. Keza ÖTİS olmasa bile bu maliyet İBB’ye yine yansıyacak, hatta belki daha da fazla.
Ücretsiz Kartları Biz Dağıtmıyoruz
Biz otobüsümüzün bakımını yapıyor, sabah-akşam çalışmasını sağlıyoruz. İdarenin ve hükümetin yayımladığı kurallar dahilinde hizmet veriyoruz. Bizim ücretsiz kart dağıtma veya tarife belirleme yetkimiz hiç olmadı. Bizlere sunulan hatlar ve saatler dahilinde İstanbul’a hizmet veriyoruz.
Sistem zarar ediyorsa bunun sorumlusu bizim haricimizde alınan kararlardır. Örneğin 65 yaş üzerine ücretsiz yolculuk kararını biz almadık. 30 kalem ücretsiz kartı da biz dağıtmadık. Bunu sosyal devlet veya belediye anlayışı ile yapanların kararı. Oluşan maliyet farkı da bizim haricimizde gelişen bir durum. Baktığınızda geçmişten bu yana hep yolcu sayımız artış. Ancak usulsüz kart kullanımı ve dağıtılan ücretsiz haklar sistemin zarar etme sürecini başlattı. Şuan herkes açık öğretim öğrencisi oldu sadece öğrenci kartı almak için. Burada bir yanlışlık var ama muhatabı biz değiliz.
Maliyetler Yerinde Durmuyor
Bu sistemi 10 yıl önce hayata geçirseydik o yıllarda değil yılda bir 2 yılda bir bile güncellense bir zararımız olmazdı. Ama bugün durum hiç öyle değil. Ocak ayında yapılan maliyet tablosu şuan geçerliliğini kaybetti. 2 ay bile dayanmıyor tablonun geçerliliği. Yılbaşında 3.200.000 TL olan otobüs şuan 6.000.000 TL. Asgari ücret ve memur maaşları Temmuz’da yeniden arttı. Bizim çalışanlarımızda aynı oranda zam aldı. Yani daha güncelleme alamadan güncelleme yaptık. Bugün tabloda yazan amortisman bedeli 2 kat arttı. Sigorta, kasko ve bakım maliyetleri de aynı şekilde yükseldi.
Şirketler olarak şuan en öncelikli konumuz İBB Meclisi tarafından bu maliyetlerin yeniden ele alınmasıdır. Bu konuda İETT ve İBB ile görüşmelerimiz sürüyor. Şuan aldığımız tüm rakam aracın tekerini döndürmeye yetmez oldu. Bizim Temmuz’dan geçerli olmak koşulu ile 2023 yılı ikinci yarısı için yeni bir maliyet çalışması gerekiyor. Bu bir zorunluluk. Devlet bile yaptığı artışlar ile bunun olması gerektiğini ortaya koydu.
Hizmetin Ederi Vardır Maliyeti Değil
Halk otobüslerine ödenen paraya maliyet gözü ile bakmak çok yanlış. Sunulan bir hizmet var ve bunun olması için katlanılan bir bedel. Bu aracın yakıtı, bakımı, şoförü, lastiği, parçası, otobüs yenilemesi gibi giderleri belli. Bu işin sürdürülebilir rakamlarını hesaplamak hiç zor değil. Bu rakamı vermeyip veya eksik hesaplayıp hizmet devam etsin demek doğru bir davranış olmaz.
Ederi ödenmemiş veya eksik hesaplanmış hizmet aksar hatta durur. Buna eylem bile denemez, işi yapamazsınız. Oysa halk otobüsleri tüm şehirlerde zaten ederin çok altına bu hizmeti sunuyor. Kamudan kat kat daha ucuza hizmeti sunduğumuz herkesçe bilinmekte. Buna rağmen ödenen rakama maliyet gözüyle bakılmamalı. Biz her bir aracımız ile belediyelere para kazandırıyoruz. Bu işi daha ucuza sunuyoruz.
Toplu taşımada para ötelenemez çünkü biz insan taşıyoruz. Hatta bize erken ödeme yapmak, ederinden fazla sunmak lazım. Arabalar yeni ve bakımlı olsun, vatandaş mutlu olsun. Bugün arama yat günü geliyor arabasını bakıma götürecek, cebinde para yok. Bizi arıyor avans istiyor. Yahu insan taşıyoruz, bu araç bakımsız olursa kaza yaparsa kim hesabını verecek? Esnaf borç harç arabasına bakım yaptırıyor. Bu arabalara 100 kişi biniyor. Eşimiz, çocuğumuz, anamız, babamız, komşumuz biniyor. Benim kar rakamımı ötelesin sorun yok ama maliyetimi ver ki otobüsüme bakım yapayım. Şoförümün maaşını ödeyemiyorum gidip başka iş buluyor. Kaliteli şoförlerimizi kaybediyoruz.
Bıçak kemiğe gerçekten dayandı. Ekim ayında ki meclis toplantısından doğru bir güncelleme çıkması gerekiyor. Ödemelerimizin de artık bir düzene girmesi lazım. Artık otobüs servisleri dahi araçlarımıza bakmak istemiyor. Çünkü ödeyemiyoruz. Şoför bulamıyoruz. Acil bir çözüm şart, bu iş böyle yürümüyor.
Facebook Yorum
Yorum Yazın