Toplu ulaşımda sıkıntı büyük ve seçimler geldi. Hem hükümet hem de Büyükşehir’den esnafın beklentisi büyük. Verilen sözler ve vaatler hayat bulmalı. Esnaf artık partizanca bakmıyor. Hak istiyor, hakkını istiyor.
Yine bir seçim yılındayız ve bu sefer özellikle İstanbul’da kıyasıya bir yarış var. Aday çıkarmayan parti kalmayacak gibi. Rakiplerin her biri önemli isimler. Zorlu bir yarış olacak. Vaatler, projeler havada uçuşuyor. Ama inanın bizim esnaf hiçbiri ile ilgilenmiyor. Beklediğimiz birkaç talep var, olması gereken istekler.
Öncelikli Konu Güncelleme
2024 yılında esnafımız umutlu olmak istiyor. Bu sebeple 2024 güncellemesini bir an önce doğru bir rakamla İBB Meclisi tarafından kabul edilmesini bekliyor. Çünkü yaşanan enflasyona yetişemiyoruz. Çalıştığımız her gün için paraya ihtiyacımız var. Gelen gideni karşılayamıyor. Araçlar eskidi, yenileme durdu. Oysa halk otobüsleri hep yeni araçlar ile hizmet vermekle övünürdü. Ama bugün lastik değişmekte zorlanıyoruz.
İBB’nin haklı gerekçeleri var. Yani akaryakıtın bir yılda ki artışına hepimiz şahit olduk. Aynı şekilde araç fiyatları, sigorta, kasko, yedek parça ve bakım. Bunlar bizim ana gider kalemlerimiz ve hepsi dövize endeksli. Sadece personel maliyeti bile 100.000 TL’ye ulaştı.
Maliyet+kar olarak bir fiyatlama üzerinden anlaşmıştık. Bizim istediğimiz aslında çok belli. Piyasa koşullarında maliyet tablosu güncellensin bize yeter. Biz ayrıca bir imtiyaz, kazanım istemiyoruz. Sanki hakkımız olmayanı istiyormuşuz gibi bazen algı oluşuyor. Oysa yok öyle bir şey.
Büyükşehir’in Haklı Sebepleri Olabilir Ama
Bunda herkes hemfikir, biz hakkımızı alamadık. Bu yapılan işin hakkı aslında çok daha fazla. Keza enflasyon ile kimi zaman zararına bile hizmet verdik. Bu konuda Büyükşehir’in de haklı olduğu sebepler var. Ancak esnaf bunu duymuyor. Çünkü cep boş olunca bahaneyi duyan olmaz. İBB’nin haklı olması esnafın yaşadığı sorunu çözmüyor.
Bugün İBB’den paramı alamadığım için şoförüme maaşını vermesem, bahanem beni haklı eder mi? Sonuçta personel bir emek sunmuş ve hakkını talep ediyor. O benim İBB ile aramda ki alacak vereceğe kefil değil. Benzer bir durumu esnafımızda yaşıyor. Kredi çıkmaması, borçlanmanın olmaması, yakıtın artması, yeterince yolculuk geliri sağlanamaması gibi sebepler ile gününde ödeme alamıyoruz. Ama zaten bunlara müdahil olma imkanımızda yok. Biz otobüsü sefere hazır halde tutmak ve şoförümüz ile hizmet vermekten yükümlüyüz.
Devlet Elini Taşın Altına Koyması Gerek
Sıfır bir otobüs 7 Milyon TL. Yıl içerisinde daha ne kadar artar bilinmez. Bu rakamın %20’si KDV. Devlete diyoruz ki zaten zorunlu kamu hizmeti için kullanılıyor bu araçlar. Bari KDV alınmasın. Zaten biz bu KDV’yi de kullanamıyoruz. Ama halen bir müjde alamadık. Faizler uçtu, ne alınıyor ne de alan ödeyebiliyor kredisini. Zaten kimsede 7 Milyon para yok, peki bu otobüsler nasıl değişecek?
Halkbank üzerinden esnaf kredisi var bizlere sunulan. Ancak limiti 1,5 Milyon TL. Bu rakamın en azından 5 Milyon TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu sayede araç değişimleri başlayacaktır. Aksi halde tüm şehirler otobüs mezarlığına döndü. Kimse araç değişemiyor.
Esnaf İnce Eliyor, Sık Dokuyor
ÖTİS bize büyük kazanımlar sağladı. Duraklarda ki tartışmalar bitti. Şirketler arası mücadele yerini iş birliğine bıraktı. Bu sebeple sektör ÖTİS’e sahip çıktı. Eksiklerine rağmen esnafımız sistemin arkasında durdu. Bugün de durmaya devam ediyor. Ama geleceğinden de endişe etmek istemiyor. O sebeple Şubat ayında hayırlı bir haber almak istiyoruz.
Esnafın beklentisi büyük. Çünkü bu sektöre yatırım yapmak istiyor. Arabasını değişmek, yatırım sağlamak istiyor. Bu konuda İBB’ye büyük görev düşüyor. Çünkü artık sektörden kaçış başladı. Arabasını satan satana. Rakamların düşük olduğu gören sektöre yabancı insanlar giriş yapıyor. Bir umut kazançlı olur inancıyla. Ama birkaç fark ediyorlar sıkıntıyı. Birkaç arabası olan çoğu kişi sayısını teke düşürdü. O da babadan atadan yadigar diye duruyor. Oysa önceden arabası olan hep yeni hat almak için çabalardır.
Tüm bu sebeplerden ötürü esnaf çok dikkatli davranıyor. Beklentilerinin hayat bulmasını bekliyor. Esnaf cebine bakıyor, gelecek olana bakıyor. Partizanlık yapan bizim sektörümüzde 2 elin parmaklarını geçmez, hele ki yerel seçimlerden. Gayesi ekmek esnafın. Hakkı olmayan bir şey istemiyor. Olması gerekenleri talep ediyor.
31 Mart seçimlerinden umutluyum. Seçim öncesi bu vaat ve taleplerin yerine geleceğine inanmak isterim. Şehrimiz ve sektörümüz için hayırlı sonuçlar diler, tüm adaylara başarılar dilerim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın