Ülkemizde kent içi toplu taşıma sektöründe faaliyette bulunan özel sektör operatörleri (Özel Halk Otobüsleri) yatırım ve işletme giderlerinin finansmanını yolcu taşıma gelirlerinden sağlamaktadırlar. Dolayısıyla da yolcu taşıma gelirlerindeki gerek yolcu sayısının azalması, gerekse tarifenin düşük olması özel operatörler açısından giderlerini karşılamada ciddi sıkıntılara neden olmaktadır.
Kent içi toplu taşıma yolcu taşıma tarifelerini belirleme yetkisi meri Kanunlarımıza göre Belediyelere aittir. Büyükşehir Belediyeleri yolcu taşıma tarifelerini UKOME kararı ile belirlerken, diğer Belediyeler Meclis kararı ile oluşturmaktadırlar. Tarife konusunda özel operatörlerin öneride bulunmadan öte bir görevleri ve maalesef fonksiyonları yoktur.
Kent içi toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak olan kesimler 4736 sayılı Kanunla belirlenmiş olup, bazı kesimlere uygulanacak indirimleri ve oranlarını belirleme yetkisi yine bu Kanun ile Belediyelerin takdirine bırakılmıştır. Yani mevcut durumda, öğrenci ve diğer sosyal gruplara uygulanacak indirim oranlarını, şartlarını, yararlanma esaslarını Belediyeler kendi inisiyatifleri ile belirlemekte olup, indirim uygulamama hak ve yetkileri de bulunmaktadır. İndirim uygulama konusunda Belediyeleri zorlayan bir şey yoktur.
Ücretsiz yolculuklar, Aile Bakanlığı ilgili biriminden belge almak veya Kimlik belgesini (65 Yaş üstü) ibraz etmek suretiyle yapılabildiği gibi, Elektronik Ücret toplama Sisteminin olduğu yerlerde, kullanımları izlemek, istatistiğini tutmak ve buna göre planlama yapmak için Belediyeler ayrıca bu kişilere Elektronik kart verilerek te yapılmaktadır. Ki istismarı azaltmak, binişleri kontrol etmek açısından bu doğru bir uygulama olup, hem istismarların önlenmesi hem de bir standart getirilebilmesi için ülke genelinde zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Öğrenci ve sosyal indirimi ile alakalı olarak inisiyatif ve yetki kendilerinde olduğu için Belediyeler arasında uygulama esasları ve indirim oranlarıyla ilgili olarak çok farklı uygulamalar vardır. Mesela, illerin çoğunluğunda Sosyal kesimlere indirim uygulaması yoktur veya olan yerlerde de indirim oranları düşüktür. Öğrenci İndirim Kartlarını tanzim ve kontrol işini Anadolu da ki birçok Belediye Özel Halk Otobüsü Kuruluşlarına bırakırken, İstanbul gibi büyükşehirlerde Belediyenin bir birimi yapmaktadır.
İstanbul da öğrenci indirim uygulaması çok eskilere dayanmakta olup, indirim oranı ise tarifenin manuel olması nedeniyle farklı zamanlarda farklı uygulanmıştır. Lakin indirim oranı ortalaması genel olarak 5’i geçmemiştir. Şu anda ise bilet türlerine göre indirim oranı `’lara varmış bulunmaktadır. Sosyal indirim uygulaması EÜTS öncesinde belirli bir zaman uygulanmış ise de sonradan kaldırılmıştır. Ancak şu anda sosyal indirim uygulaması sürmektedir ve İstanbul kartta (Kontür) indirim oranı ) iken, Abonman Kartta 9’dur.
Elektronik Kart uygulamasına geçilmeden önce İndirimli veya Ücretsiz Seyahat Kartlarının arkasına kullanım şartları ve usulsüz kullanım halinde yapılacak yaptırımlar yazılırdı ve bu caydırıcı olurdu, dolayısıyla da o vakit bugünkü gibi haksız ve usulsüz kullanım bu kadar yoğun değildi. Eskiden denetimler daha sıkıydı ve belki de bu nedenle de istismar oranı bu kadar olmazdı. Elbette bunda indirim oranlarının o vakitler daha düşük olması da etkendi. Tam yolculuk ile indirimli yolculuk ücreti arasındaki fark arttıkça usulsüz ve haksız kullanım da artmaktadır. Şu anda gerek öğrenci, gerekse sosyal indirimli kart alabilme kapsamı genişletildiği gibi indirim oranları yükseltildiği ve de denetim sadece şoförlere kaldığı için usulsüz ve haksız kullanım sayısı anormal şekilde artarak gelirleri ciddi anlamda olumsuz etkilemeye başlamıştır.
Öncelikle öğrenci vizelerinin geç yapılması öğrenciliği bitenlerin asgari 6 ay daha öğrenci olarak seyahat etmesine ve yeni gelen kayıtlarla birlikte Eylül ile Nisan ayları arasında öğrenci sayısının artmasına ve gelirin düşmesine neden olmaktadır. Öğrenci tanımının yapılmaması, bir öğretim kurumuna kayıt yaptıran her kişinin öğrenci sayılması ve yaştaki sınırın kaldırılması 60 yaş üzeri kişilerin öğrenci kartı aldığı gibi anormalliğe neden olmaktadır. Dolayısıyla da 60-65 yaş arası kişiler bir öğretim sistemine kayıtlı ise öğrenci kartı alırken aynı zamanda da sosyal indirimli olmak üzere 2 ayrı indirimli kart alabilmekte ve birini akrabalarına verirken diğerini kendisi kullanmaktadır. Veya 65 yaş üzeri kişi ücretsiz kart alırken daha önce aldığı sosyal indirimli kart kullanıma kapatılmadığı için bunu bir akrabasına vermek suretiyle haksız kullanıma neden olmaktadır.
Engelli ücretsiz kart uygulamasında da başka sahtekarlıklar yapılabilmektedir. Aile Bakanlığı ilgili biriminden gerekli şartları sağlayarak ücretsiz kart olanlar olduğu gibi İBB aynı konuda kendi mevzuatına göre ama Aile Bakanlığında kaydı olmadığı halde 2-3 hastalığı birleştirip @ üzerinde engelli raporu alanlara engelli kartı vermektedir. Bu ise hem sahteciliği teşvik etmekte hem de haksız kullanımı artırmak suretiyle operatörleri zarara sokmaktadır.
Öncelikle ücretsiz kartlarla ilgili olarak Aile Bakanlığı kayıtları ve belgeleri esas alınarak, Belediyelerin kendi inisiyatifleri ile kart verme uygulamalarına son verilmelidir. Yani Engelli ücretsiz kartı alabilmek için tek referans Aile Bakanlığı kayıtları olmalıdır. Öğrenci indirimli kart uygulaması ile alakalı olarak mutlaka yaş sınırı getirilerek sırf indirimli kart almak için her hangi bir öğretim Kurumuna kayıt olmak önlenmelidir. 65 yaşına girmiş kişinin önceden kullandığı sosyal indirimli kart ücretsiz kart almak istediğinde otomatik olarak kullanıma kapatılmalıdır.
Seyahat Kartı Uygulamalarındaki gelir kayıpları had safhaya varmış ve özel taşımacıları canından bezdirme noktasına getirmiştir. Öğrenci Kartı vizeleri mutlaka yeni kayıt döneminin başladığı Eylül ayında yapılmalı, araç üzerindeki mobil denetimler artırılmalıdır. Kart düzenlenirken kuralları arkasına yazmak mümkün olmadığı için mutlaka kuralları ve yaptırımları, şoförlerin el koyma yetkisini ihtiva eden 2 suret Sözleşme yapılmalı, bir sureti kart sahibine imza karşılığı verilmelidir.
Seyahat Kartları Yönetmeliği, Vatandaşlık Kanunu da baz alınarak yenilenmeli ve adil bir sistem açısından gelir mutlaka dikkate alınmalıdır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın