Görev, kişiye veya kişilere yapılması için verilen, sınırları ve çerçevesi belirlenmiş işlevdir Sorumluluk ise kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, verilen göreve ek veya verilmeden kişi tarafından inisiyatif kullanılarak daha iyi yapılması için gerçekleştirilen çaba, gayret ve davranışlardır.
Görev bilimsel olarak ölçülebilir, sorumlulukta ise bilimsel bir yeterlilik yoktur. Dolayasıyla da sorumluluk yerine getirilen göreve göre, kişiden kişiye değişebilen çok daha göreceli bir kavramdır. Görev de yapılan işin kendisi önemlidir, sorumlulukta ise sonuçlar daha önemlidir. Yapılan işin çevresine olabilecek olumsuz etkileri öngörülmeye ve önlem alınmaya çalışılır.
Bir görev insanı aynı zaman da sorumluluk sahibi demek değildir. Yani görev zorunluluk, sorumluluk ise iş aidiyetiyle alakalı olarak keyfiyettir. Görevi yerine getiren kimse sonuçlarıyla ilgilenmeyebilir, ancak bu kişi sorumluluk sahibi birisi ise sonuçlarıyla ilgilenir, dolayısıyla da sorumluluk alan bir insan için aynı zaman da iyi bir görev insanıdır diyebiliriz.
Hepimizin çok iyi bildiği gibi yaptığımız kent içi toplu taşıma faaliyeti yolcu, kent, idare ve işletmeci gibi tarafları olan, kim yaparsa yapsın bir kamu hizmetidir. Bu Dünyanın her yerinde de böyledir. Elbette bu hizmeti idarenin belirlediği kurallar ve planlamalar çerçevesinde ifa etmek bir görev ise, bu hizmetin daima en üst seviyede kalitede vatandaşa ulaştırılması, aksatılmaması ve geliştirilmesi için çaba gösterilmesi sorumluluğumuzdur.
Daha öncesinde ve ÖTİS uygulamasının başladığı tarihten sonra işletmeci ve şoförlerimizin İşletme performansları düzenli olarak izlenmekte ve istatistikleri tutulmaktadır. Pandemi de normale geçiş ile birlikte özellikle Ağustos ayından itibaren her ayın bir öncekine göre daha iyi olduğu yolculuk verileri dikkati çekmektedir. Kent içi toplu ulaşımda yolculuk verileri verimlilik ve hatların kapasite planlamaları açısından önemli bir kriterdir. Hizmetin vatandaşa nitelikli bir şekilde ulaşması ve vatandaş memnuniyeti açısından sefer saatlerine (Vaktinde hareket) sefer aralıklarına ve sürelerine uymak, planlanan seferleri aksatmadan gerçekleştirmek hem görevimiz hem de sonuçları itibariyle sorumluluğumuzdur.
Duraklara, sefer aralıklarına ve sürelerine riayet etmek, planlanan seferleri azami oranda gerçekleştirmek ÖTİS ile birlikte daha önemli hale gelmiştir. Yine aynı şekilde yolcuların durakta kalmaması ve önümüzdeki ya da arkamızdaki araçlarla aynı hassasiyetle yolcu taşınması, kartlara ve kapılara bakılması önce kendimize, sonra yolcu ve idareye karşı sorumluluğumuzdur. Bu anlam da performansı düşük olan araçların işletmeci ve şoförleri aylık verilere göre sürekli uyarılmaktadır.
İşimizi kurallara uyarak ama sorumluluk duyarak yapar isek hem sektör olarak itibarımız yükselecek hem de görevinden fazlasını yapmış olmanın mutluluk ve manevi hazzını yaşamış olacağız.
İşletmeciler olarak bizler görev ve sorumluluklarımızı yerine getirirken, idarenin belirlemiş olduğu kurallara uyarken ve uygularken işletme planlama ve uygulamasından sorumlu idarenin de işletmecilere karşı görev ve sorumlulukları vardır. Bunların en başında geleni ise giderlerin karşılanmasında aksaklık olmaması ve işletmecilerin zarara uğramaması için hak edişlerimizin vaktinde ve tam olarak ödenmesi gerekmektedir. İdari bir taraftan haklı olarak bizlerin görevlerini denetleyip sorumluluklarımızı çeşitli yollarla anlatırken diğer taraftan kendi görev ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gerekir. Ki bu takdirde denetim ve yaptırım yetkisini kullanması sorgulanmasın. Bir taraftan işletmeciler görevlerini planlamaya uygun ifa ederken diğer tarafın görevini aksatması, sorun ve mağduriyet oluşturmakta. ÖTİS’i sorgulanır hale getirmektedir.
Özel Halk Otobüsleri zaman, zaman ınkıtaya uğramış olsa da 1920’li yıllardan beri İstanbul kent içi Toplu taşımasında yer almışlardır ve yaklaşık 1 asırlık bir tecrübe ve geçmişe sahiptirler.
Özel Halk Otobüsü işletmecileri başlangıcından 2013 yılına kadar yolcu taşıma faaliyetinden ve idare tarafından belirlenen tarifeye göre sağladıkları gelir ile giderlerini karşılamış hatta çeşitli adlar altında idareye mali destek de sağlamışlardır.
2013 yılına kadar bağlı oldukları Belediyenin desteğine ihtiyaç duymadan kendini idame ettiren Özel Halk Otobüsü İşletmecileri, merkezi veya yerel idare kararlarıyla ücretsiz yolculuk ve indirimli yolculuk kapsamının genişletilmesi, daha önce %35’leri geçmeyen indirim oranlarının aşamalı olarak yükseltilmesi ve yolcu taşıma tarifelerinin ortalama 1,5 yılda ve enflasyon rakamlarının gerisinde belirlenmesi neticesinde 2016 yılından itibaren bütün yolculuklar için yolculuk başına idareden destek almaya başlamıştır.
Bu arada idare daha önce işletmecilerden yaptığı tahsilatlarda indirim yapmasına rağmen yeterli olmadığı için, belirtilen nedenlerle Belediyenin yaptığı destek miktarı her geçen gün artmak zorunda kalmıştır.
365 gün 2 vardiya esasıyla kesintisiz hizmet sunan Özel Halk Otobüslerinin yolcu taşıma performansı her geçen gün yükselmiş ve 2019 yılı sonu itibariyle araç başına aylık 27 binlere varan yolculuk sayısı ile zirve yapmıştır. Pandemi şartlarının etkisi devam ediyor olmasına rağmen Aralık ayı itibariyle araç başına aylık yolculuk sayısı 22 binleri aşmış bulunmaktadır.
Aralık 2020 ayından itibaren ÖTİS kapsamında işletmecilik sürmüş olup, Pandeminin etkin hale geldiği Mart 2021 ayına kadar araç başına aylık ortalama yolculuk sayısı kış mevsimine rağmen 28 bin civarında gerçekleşmiştir.
Şu anki bulunduğumuz durum itibariyle taşınan yolcu sayısına göre yolculuk gelirinin düşük olmasının Özel Halk Otobüslerinin işletme performansı ile hiçbir alakası bulunmamaktadır. Özel Halk Otobüsleri idare tarafından yapılan planlamaya göre ve belirlenen hatlarda çalıştıkları, tarifeyi ve uygulama detaylarını yine idare belirlediği için İşletme gelirinin düşük olmasını Özel halk otobüslerinin performansıyla ilişkilendirilmesi ya konuyu iyi bilmemek, ya da başka niyetler taşımaktır.
6 ay arayla yolcu taşıma tarifesine 2 defa ve kümülatif olarak %55’e yaklaşın oranda zam yapılmış olmasına rağmen gelirin reel olarak en fazla %35 ler civarında artmış olmasının temel nedenleri;
- Yanlış Tarife sistemi ve uygulaması,
- Seyahat Kartı Sistemi ve uygulaması
- Ve düşük potansiyelli hatlardır.
Bu üç nedenle tarifeye yapılan zam gelire aynı oranda yansımamaktadır. Çünkü taşınan her 100 yolcudan 25’i ücretsiz, 51’i indirimli (Mavi kart, Sosyal indirim, öğrenci ve aktarma) ve sadece 24’ü tam ücret (5,48 TL) ödemektedir. Ayrıca öğrenci abonman ücretinin anormal düşük olması nedeniyle Lise mezunu olan 64 yaşındaki kişinin Açık Öğretim Programına kayıt yaptırmasına, dolayısıyla da tam ücretli yolculuğun sürekli düşmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan Tam yolculuk tarifesi ile indirimli tarife arasındaki anormal fark ile ücretsiz kart kullanımının disipline edilmemesi istismarı ve usulsüz kullanımı teşvik etmektedir.
Yolcu taşıma gelirinin düşük olmasının nedeni ve sebebi idare takdirindeki Seyahat Kartı, Tarife ve hat uygulamalarının olduğu açıktır. ÖHO İşletmecileri olarak idarenin hazırladığı plana uyarak yolcu taşıma faaliyetini azami seviyede dikkat göstererek, kamu sorumluluğu ile yerine getiriyoruz. Tayin edilen görev ve sorumluluklarımızı her türlü olumsuz şartlara rağmen hazırlanan plana göre aksatmadan yerine getiriyoruz. Gerek ÖTİS Sözleşmesi, gerekse diğer taleplerimizin değerlendirilmesinde inisiyatifimizde olmayan işletme gelirinin gerekçe gösterilmesi veya böyle düşünülmesi bize karşı yapılabilecek çok büyük haksızlıktır.
Sonuç olarak görev ve sorumluluk karşılıklıdır. Bir tarafın kendi görev ve sorumluluklarını yerine getirmeden diğer taraftan beklemesi doğru ve adil değildir. Özel Halk otobüsü işletmecileri bugün itibariyle hak edişlerin gecikmeli ve eksik ödenmesi nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşadıkları halde halka karşı sorumluluk duyarak hizmetin aksamaması için borç altına girerek işi sürdürmeye çalışmaktadırlar. Ancak artık iş sürdürülemez noktaya doğru varmak üzeredir. İşin aksaması veya durması, dolayısıyla da vatandaşın mağdur olmasının sorumluluğu idareye ait olacaktır.
Bizler işin durmaması için elimizden gelen her türlü çabayı ve fedakarlığı fazlasıyla yaptık, yapıyoruz. İdarenin artık tamam ya da devam noktasında kararını bekliyoruz. Önümüzü görebilmemiz ve ona göre gerekli tedbirleri alabilmemiz için ÖTİS ile ilgili kararın bir an evvel verilmesini talep ediyoruz. İşletmeciler olarak reel duruma göre taleplerde bulunduk ve bunları da idarenin durumuna göre revize ettik. Artık esnekliğimiz kalmadı. Daha fazla mağduriyet oluşmadan bu işin ya devam, ya da tamam diyerek bitirilmesi gerekiyor. Aksi halde hepimiz yıprandık ve yıpranıyoruz. İlişkiler zarar görüyor ve işletmecilerin idareye karşı güveni her geçen gün azalıyor. Her şeyin telafisi mümkün ama güven kaybının telafisi zordur.
Ben her şeye rağmen idarenin kimseyi mağdur etmeyecek kararı vereceğini umuyor ve bekliyorum. İdrakine başladığımız mübarek 3 ayların Milletimiz, Sektörümüz ve tüm İslam Alemi açısından hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Şubat ayının sorunların çözümü açısından başlangıç olmasını diliyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın