Mercedes Sprinter
İstanbul
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
İSMAİL YOLCU

İSMAİL YOLCU

Mail: ismailyolcu@ozulas.com.tr

SORUNLAR SARMALI VE TEK MEVZUAT İHTİYACI

Lastik Tekerlekli Toplu Taşıma Sisteminde (Otobüs sistemi) yüksek olan yatırım (Otobüs ve personel istihdamı) ve işletim maliyetleri, Belediyeleri işletmecilikten uzaklaştırırken, buna mukabil Özel Halk Otobüslerinin sayıları her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bugün için Özel Halk Otobüsü sayısı 30 binlere yaklaşmış durumdadır. Ancak standarttan ve tek mevzuattan yoksun bu kontrolsüz çoğalma, başta sürdürülebilirlik, gelir yetersizliği, tarife ve kalite olmak üzere beraberinde birçok sorunu da dikkatlere getirmektedir.

 

Sorunların Kaynağı

Arz ve talep etüdü yapılmadan, fiziki ve işletme şartları, sürdürülebilirlik dikkate alınmadan ve sadece maliyetten kurtulmak ve gelir de sağlamak temel amacıyla Belediyelerin yaptığı bu özelleştirme uygulaması, bu şartlar devam ettiği takdirde yakın bir gelecekte çok ciddi mağduriyetlere ve kamu işinin aksamasına neden olacaktır. Öncelikle Belediyelerin bu sektöre ticari bakmaları ve Özel Halk Otobüslerini rakip olarak görmeleri, faaliyetin bireysel sürdürülmesine göz yummaları ya da aksine bir çalışma yapmamaları yanlıştır. Diğer taraftan özel işleticilerin, şartları ve mevzuatları dikkate almadan, her hangi bir etüt ve hesap yapmadan kontrolsüz bir şekilde bu işe talip olmaları daha büyük yanlıştır.

 

Kent İçi Toplu Taşımacılık faaliyeti dünyanın her yerinde bir kamu faaliyetidir ve imtiyaz hakkı mahalli idarelere (Belediyeler) aittir. Birçok ülke ve şehirlerde bu faaliyet kamu işletmeleri tarafından yürütülürken, bazı ülke şehirlerinde de özel sektör uygulamaları bulunmaktadır. Ülkemiz, Otobüs işletmeciliğinde özel sektör uygulamasının bu kadar yoğun olduğu ülkelerin başlarında gelmektedir. Ancak buradaki sıkıntı, özellikle Avrupa ülkelerindeki özel sektör uygulaması kurumsal iken, bizde tamamen bireysel olmasıdır. Otobüs sisteminde gerekli verimi sağlamak ve sürdürülebilirlik açısından tam işletme esnekliği zorunluluktur. Bireysel işleticilik ise otobüs sisteminin özelliği ve avantajı olan işletme esnekliğini ortadan kaldırmaktadır. Bu ise tabi olarak taşımacılar ve bölgeler arasında gelir-gider eşitsizliğine, kalitesizliğe, ihlal sayısının da artmasına neden olmaktadır. Bireysel işletmecilik artık sektörün kösteği ve bataklığı haline gelmiştir. Metro gibi ana taşıma sistemleri yaygınlaştıkça otobüs isteminin alanları daraldığı, yolcu ve geliri düştüğü halde işletme esnekliği olmadığı için otobüs hatlarını yeniden düzenlemek, kapasite transferi yapmak ve zararı önlemek maalesef kolay olmamaktadır. Bu nedenle sorunların kaynağını iyi tespit etmeden çözüm adı altında yapılacak her düzenleme geçici olacaktır ve geleceği kurtarmayacaktır. Bu gerçekleri kabul etmez isek şimdi olduğu gibi sorunlar sarmalı ve hayal kırıklıkları oluşur, boşa enerji ve zaman kaybederiz.

 

Standartsızlık Ve Yanlışlar

Ülkemizde yaklaşık 1 asırlık geçmişi ve tecrübesi olmasına ve bugün kentlerin vazgeçilmez gerçekleri haline gelmelerine rağmen, Özel Halk Otobüsü işletmeciliğinde standardı sağlayacak tek mevzuat ne yazık ki oluşmamıştır. İşletme Standardının ve özel işleticilik kültürünün oluşmamasında elbette en büyük kusur kamuya aittir. Her şeyden önce Belediyelerin yasalarla kendilerine verilmiş bir görevi kontrolsüz bir şekilde, gelir sağlamak amacıyla özel işletmecilere devir etmeleri ciddi bir hatadır. Bu noktada esas alınması gereken tek şey hizmetin sürdürülebilirliğidir. Belediyelerimizin İmtiyaz hakkı kendilerine ait olan bir kamu hizmetinin sürekli nitelikli ve istikrarlı sürdürülmesi için her türlü tedbiri almaları, mevzuat düzenlemelerini yapmaları, işi kurumsal ve profesyonel hale getirilmesi için özel işletmecilere gerekli desteği sağlamaları gerekmektedir. Ver kurtul mantığıyla yapılan özelleştirmeler sorunları çoğaltmıştır, daha da çoğaltacaktır. Kendi araçlarıyla bu işi yaptıkları zaman zarar eden Belediyelerimiz, kendilerini yatırım ve işletme zararından kurtaran Özel Halk Otobüsü işletmeciliğini kurumsallaştırmaları ve her türlü desteği sağlamaları gerekmesine rağmen tam aksine gelir kapısı olarak görmeleri çelişkidir ve kaliteyi düşürmektedir.

 

Tek Mevzuat İhtiyacı

Tek mevzuat olmaması standartsızlığa, kalitesizliğe, düzensizliğe, kalitesizliğin temel kaynağı olan bireysel işletmeciliğe, gelirde eşitsizliğe, rekabete dayalı işletmecilik ihlallerin çoğalmasına ve Belediyelere göre ayrı, ayrı uygulamalara neden olmaktadır. Ne yazık ki bugüne kadar Ülkemizde geçerli olacak tek mevzuat ihtiyacı ne belediyeler, ne de bireysel işleticilik nedeniyle kendi aralarında etkili bir birlik ve yönetim oluşturamayan sektör temsilcilerinin aklına gelmemiş veya kamu ret eder düşüncesiyle dile getirememişlerdir. Kapasite dönüşümleri (araç büyütme) talep etüdü yapılmadan gerçekleştirildiği için birçok ilimizde kapasite enflasyonuna neden olmuştur. Tür elemanları (Minibüsle Otobüs, Otobüsle Otobüs, grupla grup rekabeti) arasındaki anlamsız çok sert rekabet bu sistemin temel özelliği ve avantajı olan esneklik ve modülerlik özelliğini ortadan kaldırmakta, kaynakların ve kapasitenin verimsiz kullanmasına sebep olmaktadır. Bütün bu sıkıntılar ancak tek mevzuat ile çözümlenebilecektir.

 

Yepyeni Bir Yönetim Anlayışı Gerekli

Diğer taraftan 25 bin rakamıyla övünen sektör temsilcilerinin, etkili bir birliği sağlamak, sorunlardan kurtulmak için tek çare olan Kurumsal işletmeciliğe geçmek, tek gelir ve gider havuzu oluşturarak en azından kendi içinde rekabeti önlemek, standart için ek mevzuat hazırlamak ve çıkarılması için uğraşmak, profesyonel ve uzmanlarla yönetim sistemine geçmek gibi gerekleri hiç düşünmemişlerdir.

 

Yöneticilik bir meslektir. Bilgi, uzmanlık, tecrübe, strateji, vizyon ve en önemlisi Kollektif (ekip çalışması) anlayışı gerektirir. Sektörün sorunlarından kurtulması ve ileriye güvenle bakabilmesi için mevzuat düzenlemesinden önce kendisine “doğru mu yönetiyoruz” sorusunu sorarak etkin bir yönetim sistemi oluşturması şarttır. İyi yönetici sadece bugünü idare eden değil geleceği kurandır. Bunun için de vizyon, ekip anlayışı, uzlaşmacılık, birleştiricilik ve uzmanlık gerekmektedir. Bulunduğumuz çağda işi kişiler değil ekipler ve sistemler yürütmektedir. Etkili bir yönetim modeli ve yeni bir sistem ihtiyacını değil de yönetimleri oluştururken kişileri ön plana çıkarmak ve kişilerden medet ummak en büyük yanlıştır ve bu dönemler çoktan kapanmıştır. Sektörün geleceğe umutla bakabilmesi için öncelikle yönetim anlayışını mutlaka gözden geçirilmesi, uzmanlığa, profesyonelliğe, bilgiye, teknolojiye ve kurumsallığa önem veren bir anlayışa geçiş gerekmektedir.

 

Sektörün Temel Sorunları

Sektörün pansumanla, merhemle iyileştirilemeyecek temel sorunları var. Sektör sorunlarla yaşamayı kanıksamış durumda ve sorunları sistemin parçası olarak görmek alışkanlığı oluşuyor. En büyük tehlike buradadır. Çünkü bundan beslenen bir kısım menfaatçi insanlar ortaya çıkar ve sorunları devam ettirmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Uzun vadede etkisi olmayacak günübirlik taleplerle ve ihtiyaçlarla uğraşmak temel sorunların gözden kaçırılmasına neden olmaktadır. Bu kendimizi kandırmak olur. Sadece gelirin artırılması sorunları çözmeye yetmeyecektir. Bugün çözdüğünüzü zannettiğiniz şeyler yarın kartopu gibi büyüyerek önümüze çıkacaktır, çıkmaktadır. Önemli olan geleceği de ön gören kalıcı çözümler ve yepyeni bir sistem oluşturmaktır. Her şey eskimektedir. Şu anki Otobüs yönetim ve işletim sistemi de tabi olarak eskimiştir ve güncelleme gerekmektedir.

 

Özetle sektörün çözüm bekleyen temel sorunları;

  1. Tek Mevzuat olmaması,
  2. Şu anki sorunların ve verimsiz işletmeciliğin kaynağı olan, esnekliği ve eşit gelir-gideri engelleyen bireysel işletmecilik,
  3. Standartsızlık,
  4. Hizmet Kalitesinin düşüklüğü,
  5. KDV muafiyeti,
  6. Kurumsallaşamama,
  7. Profesyonel olmayan yönetim anlayışı,
  8. Sürdürülebilir bir gelir olmayışı, Ücretsiz ve indirimli taşıma-tarife sistemi-Usulsüz seyahat kartı kullanımı
  9. Garajların olmaması, araçların güvenliği ve bakım yetersizliği
  10. Nitelikli şoför teminindeki sıkıntılar ve kurumsal istihdam yapamama,
  11. Eğitim yetersizliği ve verilen eğitimin verimsizliği
  12. İmaj

 

Bu sorunları, organize olmayan ÖHO sektörünün tek başına çözebilmesi asla mümkün değildir. Bütün bunların çözümü ve sürdürülebilir bir faaliyet için mutlaka otorite-operatör ilişkisine geçilmesi ve sistemin buna göre sil baştan yenilenmesi şarttır.

Artık yaşadıklarımızdan ders alalım. Yanlışı yanlışla düzeltme yanlışından ve şimdiye kadar hiçbir olumlu netice alamadığımız ezberlenmiş alışkanlıklarımızdan vaz geçelim. Değişim her zaman ihtiyaçtır. Kısaca başkası bizi değiştirmeden biz değişelim, değiştirelim. 2018’in bütün sorunların çözülmeye başlandığı yıl olması temennisiyle sektöre bereketli kazançlar ve kazısız, belasız hayırlı çalışmalar diliyorum.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar