TOPLU TAŞIMA VE ÖHO CAMİASININ GELECEK PERSPEKTİFİ
KURUMSALLAŞMA VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Toplu taşımacılık sektöründeki dönüşüm ve gelişim süreci, Özel Halk Otobüsleri (ÖHO) camiasının önümüzdeki yıllarda daha sürdürülebilir ve verimli bir yapıya kavuşması için kritik bir dönemeçtir. ÖHO şirketlerinin karşılaştığı finansal, bürokratik ve operasyonel zorluklar, sadece yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda merkezi hükümetin de desteğini gerektirmektedir. İETT ile iş birliği, ÖTİS Sistemi gibi yenilikçi çözümler ve esnafın yaşadığı ekonomik sıkıntıların çözülmesi için önerilen kurumsal yapılar, bu sürecin önemli unsurlarıdır. Ancak, mevcut yapıların yeterliliği sorgulanmakta, esnafın haklarını savunacak ve toplu taşımacılığı daha verimli hale getirecek bir kurumsallaşma sürecine ihtiyaç duyulmaktadır.
ÖHO camiasının gelmiş geçmiş tüm yönetim kurulları esnafın lehine olacak şekilde hareket etmişlerdir. Başarılı, başarısız, yeterli veya yetersiz olduklarına esnaf kararını seçimlerde iradesini kullandıkları oylarla kararını belirlemiştir. Esnaf toplantılarında bugünlerde kurumsallaşmadan tek çatı altında toplanma konusu gündeme getirilmektedir. Fakat kimse mevcut statüde bunun imkansız olduğunu vurgulamamaktadır.
Kurumsallaşmanın Gerekleri
Şirket ana sözleşmelerinin, yönetim organlarının, yönetim şemalarının, yönetici portföylerinin hatta secim sürecinin bile öncelikle standarta kavuşturulması gerekir. Yöneticilerin eğitim seminerlerine periyodik olarak katılımları sağlanmalıdır. AR-GE ve Tasarım ünitesi her şirkette oluşturulmalıdır. Durumdan vazife çıkartılarak İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü yönetim şeması esas alınarak şirketlerde standart sağlanmalı kurumsallaşma için adım atılmalıdır. Bunları gerçekleştirmek için kamu kurum kuruluşlarının bilhassa yönetim, yürütüm ve denetimi altında çalıştığımız İETT Genel Müdürlüğü’nün bize destek vermesi gerekmektedir. Sistem kurulduktan, işleyişteki aksaklıklar giderildikten sonra şirket içerisinde profesyonel kadrolaşma hususunda şirketlerin bünyesinde Endüstri, Bilgisayar Mühendisleri Akıllı Ulaşım Sistemleri üzerinde doktorasını yapmış danışman, siyasi danışman, ulaşım konusunda uzman avukat, mali müşavir, muhasebeci ve basın danışmanları çalışan kadrosuna dahil edilmelidir. Yönetici sayısı araç mevcutlarına veya dar çalışma bölge sayılarına göre belirlenmeli profesyonel şirket yönetimi anlayışıyla hareket edilmelidir. Bunu sağlamak zor ama imkansız değildir. İstek varsa çözüm olduğu unutulmamalıdır.
Camiamızda samimiyetsizlik ve empati noksanlığı yüzünden çözüm odaklı sonuçlara gidilememektedir. İğneyi esnaf veya yönetici olarak kendimize, çuvaldızı sonra ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına batırmalıyız. Başlarken söylediğim gibi tüm yöneticilerin, teknik ekiplerin gayretleri tecrübe ve bilgileri doğrultusunda esnafımız için mücadeleleri takdire şayandır.
2004 yılından itibaren İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Genel Müdür, Gn. Md. Yardımcıları, Daire Başkanları, Müdürler ve Şefler ile çalışma fırsatı buldum. Şimdiye kadar ÖHO camiasının kaderi merkezi ve mahalli siyasetçilerin iki dudağı arasından çıkan sözcüklerle belirlendi. Şahsi kanaatimce 13 Aralık 2019 yılında yapılan Lastik Tekerlekli Toplu Ulaşım Çalıştayı akabinde yapılan ÖTİS Sistemi Çalıştayları neticesinde 17 Eylül 2020 tarih ve 906 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı esnafımızın dönüm noktasını teşkil etmektedir. 2019 yılından günümüze kadar bayağı yol kat edilmiş olup halen çözüme kavuşturulamamış aşağıda belirttiğim sorunlar beklemektedir.
-Sürücü akademisinin hayata geçirilememesi,
-Şoför eğitiminde istenilen seviyeye ulaşılmaması,
-Usulsüz kart kullanımı ile yeterince mücadele edilmemesi,
-Akıllı durakların yeterince yaygınlaştırılamaması,
-Bürokrasi ve kurumlar arasında koordinasyon sağlanamaması,
-Tercihli yol uygulaması ve geçiş önceliğinin tanınması,
-Garaj yerlerinin tahsisi ve yapımı, inşası
-İETT Garajlarından istifade edilmesi,
-Bazı belediyelerin ve AVM’lerin ücretsiz taşımacılık yapmasının önlenmesi,
-D2 ve D4 yetki belgesine haiz araçların UKOME kararlarına uymaması, bir türlü ETDS sistemine geçilmemesi korsan taşımacılığın halen devam ediyor olmasının önlenememesi,
-65 yaş kartlara biniş sınırı getirilememesi,
-Öğrenci kartlarına yaş sınırlanmasının uygulanmaması,
-Araç içi elektronik cihazların 5 yılda bir veya ihtiyaç duyulduğunda ücretsiz yenilenmesi,
-10 yılda bir defaya mahsuben devlet tarafından KDV’siz araç alımının sağlanması,
-Esnaf kefalet kooperatif kredilerinin güncel otobüs fiyatları baz alınarak %75’ine tekabül eden kredinin kullandırılması,
-Araç içerisinde bulunan bir cihazdan ziyade mobil olarak taşınabilen bir aplikasyonun tedarik edilmesi veya cep telefonlarına entegre edilerek şoförü araca bağımlı hale getirmemesi, verimliliği arttırılması,
-İETT duraklarının hususi otomobil, dolmuş, minibüs ve Havayolu taşıma araçları tarafından işgalinin önlenmesi hususunda trafik zabıtalarının daha fazla kullanılması,
-Merkezi ve yerel yönetimlerce kademeli mesai düzenlenmesinde toplu taşıma pik saatlerinin göz önünde bulundurulması,
-Turist taşımacılığına yönelik hat ve güzergâh belirlenmesi,
-Turizm taşımacılığında çalışacak şoförlere en azından yolculuk diyaloğu için gerekli yabancı dil eğitimi verilmesi,
-Lastik tekerlekli AGT Metro Sistemi
-Troleybus sistemi uygun olan dar çalışma bölgesinde projelendirilmesi
-Otobüs imalatı KÖİ (kamu özel iş birliği) tarafından yapılması
-Merkezi Hükümet tarafından toplu taşımanın sübvanse edilmesi
Görüldüğü üzere ilk defa yapılan taksi, dolmuş minibüs ve ÖHO taşımacılığı temsilcileri, akademisyenler ilgili müdürlük ve daire başkanlarının katılımlarıyla gerçekleştirilen çalıştay camiamız için son derece faydalı olmuştur. 2025 yılı içerisin de de çalıştay planlanmasını talep etmekteyiz. Buradan şu sonuç ortaya çıkmaktadır. Her şeyi mahalli yönetimlerden beklememeliyiz. Merkezi hükümette toplu taşıma hususunda elini taşın altına koymalı. Ortak akıl ile düşüncelerimiz, plan ve projelerimizle sunumlarımızla, uygun üslupla mücadele sergilemeliyiz.
Başkan İmamoğlu’nun Özverisi ÖTİS’i Sağladı
İ.B.B başkanlarından Ekrem İMAMOĞLU gibi hiçbiri bu kadar ÖHO camiasına yaklaşım sergilemedi. Yine hiçbir Genel Müdür, ÖTİS Sistemi için samimi tutum davranış sergilemedi. Mesai mefhumu gözetmeksizin sahada olmadı. Entegre ve Planlama toplu taşımada esastır. Aksi takdirde başarı elde edilemez. ÖTİS sistemine geldiğimizde yıllarca süren teknik çalışma, emek neticesinde oluşturulan dünyada örneği olmayan bir sistem olup tüm Türkiye Cumhuriyeti’nde toplu taşımada kullanılması gereken, kısmi eksiklikleri de giderildiği taktirde mükemmel bir işletim sistemi olduğu aşikardır. Bu sistem üzerinde geçmiş yıllarda da çalışmalar yapılmış olup nihayetine erdirilmemiştir. Çünkü düşünülen sistem kilometre bazlı olduğunda haksızlık oluştuğunu gören bürokratlar bunu uygulatmamışlardır. Ekrem İmamoğlu başkanımızın önderliğinde İETT Genel Müdürümüz sayesinde ÖTİS Sistemi hayata geçirilmiştir. Amortisman hesaplanması ve ödeme hususunda düzenlemelere ihtiyaç göstermektedir. Bilhassa ödeme konusu gündeme getirilmekte esnaf doğal olarak bu aksamadan ötürü son derece olumsuz etkilenmektedir. Çözüm üretilmesi tereddütsüz şarttır!
Bu konuyu biraz açmak faydalı olacaktır. Ulaşım pastasından nasıl pay alırız yerine nasıl büyütürüz diye düşünmeliyiz. ÖTİS sisteminin devamlılığı için performans kriterleri konulmuştur. Performans kriterlerinde yolculuk sayısı %60’lık dilime tekabül etmektedir. (%30 Şehir içi yolcu taşımacılığı ortalaması diğer %30 D.Ç.B yolcu taşımacılığı ortalaması baz alınmaktadır.) Dolayısıyla bu uygulama ile adalet sağlanmaya çalışılmıştır. Sübvansiyon sistemi sadece yolculuk sayısına veya sadece kilometreye göre düşünüldüğünde adil bir uygulama gerçekleşememektedir. ÖTİS sistemi oluşturulurken D.Ç.B içerisinde en çok kazananında mağdur olmayacağı en az kazananla makasın kapatılmasını düşünerek hareket edilmiştir. Diğer kriter sürücünün direksiyonda kaldığı süreç ele alınmıştır. Dolayısıyla adil bir tutum içerisinde davranılmıştır. Bugünlerde SGO’nun %90’ı altına düşmesinden dolayı esnafımız ekonomik olarak mağdur edilmekte olup bunun sorumlusu yine bizleriz art niyetli hareket eden esnaf veya şoför arkadaşlarımız yüzünden bu cezai müeyyide uygulanmıştır. Bu uygulama caydırıcı olması açısından hizmetin aksamaması için ağır yaptırım ile karşı karşıya kalmaktayız. Ya servis esaslı kayıp yerine km bazlı kayıp sistemine geçeceğiz. Ya da garaj yerleri tarafımıza tahsis edilinceye kadar bu oranın %80’e çekilmesini sağlayacağız. ÖTİS sözleşmesini tüm yönetici ve esnafların okuması incelemesi şarttır.
Ödeme Sorunu Hükümeti de İlgilendiriyor
Ödeme konusuna dönecek olursak; merkezi hükümetten İBB’ye düzenli ödeme geldiği taktirde ödeme planı bizimle paylaşılacaktır. ÖTİS sözleşmesinde ödeme hususlarında garanti istediğimizde hukuken olamayacağı bize beyan edilmişti. Bu husus üzerine şirket hukukçuları ve teknik kurulları bir çalışma daha yapmalıdır. ESNAF BU KONUDA HAKLIDIR!
Fakat şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Yurt dışı örnekleri incelendiğinde; toplu taşımada belediye bütçesi ve merkezi yönetim bütçesinin kullanıldığı görülmektedir. Paris’te işverenlerden alınan vergiler, New York’ta tahvil satışı, toplu taşımayı kullanmayan vatandaşlardan alınan vergiler vasıtasıyla (değer alım vergisi vb.) alınan fonlar, Singapur’da arsa değerindeki artışla toplu ulaşımın finansmanı, Hong Kong’da MTR’nin arazi kullanım hakkı vb. uygulamalar bulunmaktadır. AB’ye üye devletleri incelediğimizde de Vergi gelirleri, Sübvansiyonlar, Devlet Bütçesi, Yolcu ücret gelirleri, Kamu fonları, Yakıt vergileri, AB’nin yapısal fonları, Trafik cezalarının bir kısmının toplu ulaşıma aktarılması, Mineral yağlar vergisi (verginin %50’si ulaşım içindir), Motor yakıtlarından alınan fazla vergi, Kaynağı belirtilmeyen spesifik olmayan sübvansiyonlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla merkezi Hükümetten de istek ve taleplerimiz olmalıdır. Basın açıklaması yapılırken Ankara’da düşünülmelidir. Her seferinde Saraçhaneye gitmek çözüm değildir. Konu tüm bürokratlar tarafından bilinir hale gelmiştir.
Genel Müdürümüz İrfan Demet, sorunlarımızı bilhassa ödeme aksamasını, yetersizliğini, İBB Başkanımız Ekrem İMAMOĞLU’na bizlerin huzurunda ifade etmiştir. Haklılığımızı ortaya koyarak hakkımızı savunmuştur. Camiamızın birlik beraberliğine ihtiyacı varken böl parçala yut mantığı ile hareket eden emperyalist ruhlulara meydanı bırakmayalım. Yöneticilikte faydalı olacağına inanan kişiler olağan genel kurul sürecinde seçim listesini oluşturup veya herhangi bir seçim listesinde yer alıp seçilip gelmelidir. Aksi takdirde kaos ortamı oluşur. Bazen tecrübelerden istifade etmek bazen de kan değişikliği esnafın takdirine bırakılmalıdır. Muhalefet mutlaka olmalı ama çözüm teklif ve önerilerini uygun üslupla dile getirmelidir. İhtiyaç hasıldır.
ÖTİS sisteminin getirdiği huzur ortamından dolayı bile vazgeçilmemiz olmalıdır! Kamuda bunu aleyhimize kullanmamalıdır. Toplu taşımada kamuya göre ½ oranında daha ucuz maliyetle taşımacılık yaptığımız göz ardı edilmemelidir! Bilet fiyatı yakıt fiyatına endekslendiğinde alternatif işletim sistemleri üretilebilir. Aksi takdirde bu bilet fiyat politikası ile çözüm üretilemez. Mevcut şirket ve kooperatif başkanları çözüm odaklı emek sarf etmektedirler ve yakinen şahit oluyorum. Muayene kriterleri hususunda girişimlerde bulunulmaktadır. Bir şeyi değerlendirirken madalyonun iki yüzü olduğunu hatırlayıp empati yapıp ona göre eleştirilerde bulunulmalıdır.
Yasal Düzenleme Hassasiyetlerimizi Korumalı
Gelelim mülkiyet hakkımız hakkında düzenlenen kanun teklifi konusunda görüşmelerimizi paylaşmaya. Şirket avukatları, ulaşım üzerine çalışan avukatlar hukuk donanımı olan teknik kurul üyeleri şirket başkanları, TÖHOB, Esnaf odası temsilcilerinin katıldığı geçtiğimiz pazar günü 17/11/2024 tarihinde Yeni İstanbul’da toplantı yaptık kendi içimizde durum değerlendirilmesinde bulunduk fikirlerimizi tartıştık avantajları ve dezavantajları önümüzdeki günlerde camiamız tarafından karara bağlanacaktır. Şahsi kanaatimce çok hassas bir konu dolayısıyla zaman ayrılarak üzerinde çalışmalı gerekli düzenlemeler yapılmadan kabul edilmemelidir! “Esnafımız mülkiyet hakkı güvencesi için 49+1 kısmına işletmecilerin bu kanundan önceki müktesep haklar saklıdır” şeklinde mutlak bir ibare eklenmelidir. Olmazsa olmazımız bu olmalıdır.
Belediyeleri Birliği Başkanı olarak Ekrem İMAMOĞLU başkanın bu konudaki düşüncelerini öğrenmek çekincelerimizi dile getirmek şahsi kanaatlerini öğrenmeliyiz. Siyasilerin, siyasetçilerin kurbanı olmamalıyız. Bu işin neticesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat KURUM ve İ.B.B başkanımız Ekrem İMAMOĞLU karşı karşıya gelecektir. Esnafın vebalini almamalıyız. Lehine olacaksa tamam demeliyiz.
Kanun taslağına gizlilik neden getirilmiştir. Büyükşehir Belediyeleri’nin yetkileri kısıtlanmakta mıdır? Kanun taslağında AB üye devletlerinin finansman kaynakları örnek alınarak, iyileştirme yapılmadır. Toplu taşıma sektöründeki esnafların tamamına yönelik vergiden muaf tutularak 5-10 yılda bir KDV’siz ÖTV’siz araç alımı imkanı, esnaf kefalet kredilerinin diğer esnaf kefalet kredilerinin diğer esnaflara oranla daha düşük kullandırılması imkanı tanınmalıdır. Zira hiçbir sektör bedelsiz, ücretsiz hizmet üretmemektedir. Kısa ve net aceleye getirilmemelidir. İstediğimiz düzenlemeler yapılmadan kabul görmemelidir. Sektörde ki tüm yöneticiler öncelikle ekmek partisinden olmak zorundadır. Hiçbir siyasi partiye veya temsilcisine şirin görünmek için hareket etmemelidir. Esnaf temsil için görevlendirildiğini yönetici seçildiğini, esnaflardan maaş alarak evinin rızkını karşıladığının bilinciyle hareket etmelidir.
İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Çin’in CRRC firması ile önümüzdeki günlerde teknik çalışmalarını tamamlayarak Adıyaman’a yeni nesil araçlar ile projeyi hayata geçireceğini basından duymaktayız. Gönül isterdi ki bu tür toplu taşıma ile ilgili ARGE gelişmelerinde, uluslararası incelemelerde ÖHO camiasının temsilcileri ile birlikte hareket edilsin. Uluslararası toplu taşıma konularında ÖHO şirket yönetimleri bilgilendirilsin. AB ülkelerinde kullanılan tramvay sistemlerinin işleyişi hakkında, şirketlerin işleyişleri hakkında camiamızın da bilgi sahibi olması, karşılaştırmalarda bulunarak çözüm teklif ve önerilerini sunarak daha modern toplu taşımacılık için bizlere de imkan yaratması temennimizdir. Böylelikle kentsel zorluklara karşı çözümler üretebildiğimiz kanaatindeyim. Çünkü sahada biz de varız; “Hitabet ve Sözlü İletişim Becerileri Eğitimi” programı eğitimi, etkili hitabet teknikleri, beden dili, dinleme becerileri ve doğru iletişim yöntemleri hususunda öncelikle camiamızı temsil eden yöneticilerimize Hizmet içi Eğitim Semineri düzenlenmesi faydalı olacaktır.
Samimiyet, saygı, sevgi, empati ve sadakat içerisinde yarınlara dileği ile!
Facebook Yorum
Yorum Yazın