Dünya’da bir dönem revaçta olan başarı hikayeleri, insanlara ilham kaynağı olabilecek örnekler taşımaktadır. Lakin hikayesi olmayanlar da kendini “ARŞİMET” gibi göstermek için Yalandan hikayeler uydurduğuna hepimiz şahit olmaktayız.
Geçen sayılardan birinde bahsettiğimiz elektronik bilet mevzusunda müşterilerin neden sorun yaşadığına dair araştırmamızda çok dikkat çekici bir nüans gözüme çarptı. İlk elektronik biletim olan AKBİL’i İstanbul’da 1996 yılında aldım. Fakat bir başarı hikayesi olarak sunulan olayı sizinle paylaşmak isterim. “2007 yılında Beşiktaş'tan Üsküdar'a vapurla geçmek isterken yağmur altında uzun fiş kesme kuyruğunda yaşadığı deneyimin ardından elektronik ücret toplama sistemi konusunda bir girişimi hayata geçirdi.” 1996’da elimde olan elektronik bileti birileri 2007 yılında ihtiyaç görüp bulmuş!
Dedemden kalan nasihatlerden birini paylaşmak isterim. “Biri basit şeylerde dahi yalan söylüyorsa uzak dur, zorda kalınca herkes söyler ama basit konularda yalan söyleyen yalancıdır” derdi. Yalanlar ile yükseliş ateşin rüzgarla sallantısına benzer, heybetli durur ama her an yok olur. Keza ilgili firmanın şuan ki ortaklık yapısına bakınca olay daha anlaşılır oluyor. Birkaç yılda bir firma satanların ne derece güvenli ve sürdürülebilir hizmet sunacağı meçhuldür. Geçtiğimiz aylarda parti transferinde de Kemal Sunal’ın “İnek Şaban” filmini aratır açıklamaları sonrası toplu taşıma sektörü mensuplarının bir kez daha kazancını kimlere emanet ettiğini düşünmelidir.
En dayanıklı marka diye bilinen Volvo olsa da, kaza sonrası zenginlik daha önemli! Volvo’su ile insan ezip hayatına devam edenlere gelsin. Bu da ayrı bir anekdot olarak kalsın istedim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın